27 Kasım 2010 Cumartesi

Modern Futbolun Türkiye Şubesi: Yekta Kurtuluş


11 Aralık 1985 İzmir doğumlu olan Yekta’nın sözleşmesi 31 Mayıs 2011’de sona erecek. Gazeteci bir anne babanın oğlu olan Yekta 3,5 sezondur Kasımpaşaspor forması giyiyor.

Yekta Kurtuluş kariyeri boyunca sağbek, defansif ortasaha, sağ açık, forvet arkası gibi pozisyonlar oynamış. Bu sezon sık sık iki yönlü orta saha olarak 4-4-2'nin en ortasında görev aldığını görüyoruz. Her iki ayağını da kullanabiliyor.
Yeri geldiğinde alan daraltıyor, yeri geldiğinde insiyatif alıp arkadaşlarını tek başına pozisyona sokuyor. Çoğu Kasımpaşa maçında ayakta kalan tek isim oluyor. Yanındaki arkadaşları pek kaliteli olmasada kendisi takımı bir seviye yukarı taşımayı beceriyor.
Hagi'nin Misimovic'ten vazgeçmesi, Elano'yu kızağa çekmesinin birincil nedeni mücadele eksikliği. Orta sahaya mücadele gücü katabilecek bir oyuncu Yekta..
Galatasaray'ın yurt dışında fellik fellik aradığı oyuncu tipine ne kadar da çok benziyor ? Üstelik sözleşmesi bitiyor. Colman, Selçuk, Ceyhun gibi iki yönlü orta sahalarına bir yenisini daha eklemek isteyen Trabzonspor Yekta harekatını başlatmış. Galatasaray çabuk davranıp renklerine katarsa bu oyuncuyu, bir daha Ayhan'ı izlemek zorunda kalmaz Galatasaray taraftarı. Umarım bu sesi birileri duyar da Galatasaray ortasahasına seviye atlatacak bu oyuncuyu kadrosuna katar..

19 Kasım 2010 Cuma

FM 2011 Taktik | Part 1 - Takım Ayarları



Daha sonra detaylandırmak üzere şimdilik anahatları ile Football Manager 2011 oyununda taktik yapmanın püf noktalarını sizinle paylaşacağım. Taktik bu oyunun bana göre esaslı amacı. Tabii ki takımın moralini yüksek tutmak, yönetimle iyi geçinmek gibi özelliklerde sizi destekler ama taktik öncelikle konsantre olmanız gereken nokta.

1. Diziliş (Formation)

Diziliş size maç kazandırmaz, bu dizilişi dolduran oyuncular maç kazandırır ancak modern futbolda oyuncular takdir edersiniz ki ucuz değil. Bu nedenle kadroya en uygun dizilişi bulmalısınız. Dizilişe göre takım kurma lüksü ManCity, Chelsea gibi zengin takımlarda mevcut ancak. Bugün Türkiye çapında büyük bir takım bile alsanız kadroya göre dizilişi belirlemelisiniz.
Tüm oyuncuların bir limiti vardır. Mesela 3-5-2 oynamak için hızlı kanatlar gerekir. Hızlı kanadın yoksa bu dizilişte çuvallarsın. Bu nedenle takıma en çok uyacak dizilişi bulmak öncelikli görevimiz. Orta yapamayan kanatlara sürekli top dağıtmak gibi gereksiz işlere bulaşmadan sonuca ulaşmak gerek. O yüzden haddimizi ve elimizdeki malın kalitesini iyi bilerek hareket etmeliyiz.

2. Takım Ayarları (Team Instructions)



2.1. Başlangıç Stratejisi (Starting Strategy)

Başlangıç stratejiniz sahadaki bütün oyuncularınızı etkileyecek bir ayardır. Oyuncularınızın daha defansif, daha ofansif veya daha kontrollü olmasını bu ayar ile ayarlayabilirsiniz. Özellikle maç sırası komutlarında bu kısayol size maçları kazandırabilir. Başlangıç stratejisinde üç ana unsur var ve onların orta şekerli olanları var.

2.1.1. Standard: Takım kendi oyununu oynar. Topu ceza sahasına taşımaya çalışır ve gol arar. Bunun yanında geride kontrolü elden bırakmaz. Hem defansa hem ofansa konsantre olur bütün oyuncularınız.

2.1.2. Defensive: Bu seçenek defansif olarak oynamayı ayarlar. Takımınız daha dikkatli olur. İleride risk almaz ve her an kontra yiyebilecek gibi pozisyon alır. Bu ayar ile takım defansa yoğunlaşır. Rakibiniz favori ise bu seçeneği uygulayabilirsiniz.

2.1.3. Attacking: Bu opsiyonu devreye sokarak takımınızı ileri çıkmaya zorlarsınız. Takımınız artık defansı daha az düşünür ve golü kovalar. Evinizde taraftarı da arkanızı alarak bu seçenek ile rahat maçlar geçirebilirsiniz. Atak yapan takımda her zaman moraller daha iyi olur ve taraftar ile barışık olursunuz. Ama tabii ki de dikkatli olmalısınız. Olmadık bir kontra bütün düzeni alt üst edebilir. Kontra Ataklara önlem mutlaka almalısınız.

2.2. Paslaşma (Passing)

Bu ayarlama takımınızdaki oyuncuların pas tercihlerini ne şekilde kullanacığı ile ilgilidir. Top sizdeyken oyunun akışı nasıl bir şekilde sürecek onu ayarlayabilirsiniz. Pas seçeneğini oyuncuların kalitesi ve yeteneğini göz önünde bulundurarak ayarlamanız önerilendir. Orta sahanın pas yeteneğine göre paslaşma stilini belirleyebilirsiniz. Topla en çok oynayan bölüm orta sahadır çünkü. Bu ayar en çok onları etkileyecektir.

2.2.1. Default (Mixed): Bu ayar ile pas stili oyuncunuzun insiyatifine bırakılmış olur. Oyuncu uygun gördüğü zaman uzun veya kısa pas tercihi yapabilir. Bu sizin bile beklemediğiniz paslar bazen rakibi ters köşe yapabilir ve sizi avantajlı konuma getirebilir. O nedenle her zaman kısa veya her zaman uzun pas tercih etmek yerine "karışık" seçeneği size çok şey katabilir. Rakibin çözümleme imkanını kısıtlar.

2.2.2. Kısa Pas (Short): Eğer elinizde kaliteli, teknik ve hızlı bir kadro yoksa bu seçenekten uzak durmalısınız. Bu pas stili kaliteli oyuncularda çok iyi işleyeceği gibi, kalitesiz bir kadroda çok büyük sıkıntılar doğurabilir. Oyuncular topu kontrol edebilmeli ve boş arkadaşına topu aktarabilmeli. Bu opsiyonu kullanmak için oyuncularınızda özelliklerden Off The Ball, Anticipation, Creativty, Positioning ve Stamina yüksek olmalıdır.

2.2.3. Direct: Hızlı ve oyunu iyi okuyabilen oyunculara topu ulaştırmak için ideal yöntemdir. İleri uçta muhakkak Makakula tarzı top tutabilen güçlü bir oyuncunuz olmalıdır. Hızlı kanatların önüne top atmak için ideal bir seçimdir. Defanstan orta sahaya çıkışı hızlı yapmak için güzel bir seçenektir.

2.3 Top Kapma (Tackling)

Bu ufak ayar oyuncularınızın rakipten top alırken nasıl bir yol izleyeceğini ayarlar. Bu ayarla takımınız eksikte kalabilir, orta sahada kazandığı toplarla gol şansı da yaratabilir.

2.3.1. Temkinli (Cautious): Oyuncular topu kaparken sakin davranırlar. Kart görmek istemezler. Bu ayarı sadece hazırlık maçlarında veya ilk turu çok farklı kazandığınız kupa maçlarının 2. ayaklarında kullanmanızı öneririm. Bu ayar top kapma gücünüzü minimuma indirecektir. Topun arkasına geçmek istediğiniz zamanlarda bunu uygulayabilirsiniz.

2.3.2. Agresif (Aggressive): Benim öncelikli tercihim açıkçası. Oyuncular sert bir şekilde rakipten top kazanmak isteyecektir. Kemik sesi bolca duyulacaktır yani. Ancak dikkat etmeniz gereken nokta, rakip oyuncular çok ceza alanınıza geliyorsa, agresif oyuncularınız penaltıya sebebiyet verebilir.

2.3.3. Normal: İkisinin arası. Oyuncularınızın zamanlama hatası yapıp top kazanamamasına ve pozisyon kaybetmesine sebebiyet vermesi kuvvetle muhtemeldir.

2.4. Alan Daraltma - Pres (Closing Down-Pressing)

Bu özellik oyuncularınıza rakibin alanı ne sıklıkta daraltacağını söyler. Rakibin boşluklarını doldurmak için bu ayar kullanılır. Dayanıklılık (stamina) özelliği bu ayarı çok uygulayacak takımlarda öncelikli aranan özelliktir. Dayanıksız oyuncu çok alan daraltma yaparsa 65. dk dan sonra verimsiz hale gelir. Eğer hem atağa hem orta sahaya uygun dayanıklılık özelliğiniz varsa rakibi ileride kıstırmayı başarabilirsiniz. Pres yapmak rakibi yorar ve hata yapmaya zorlar.

2.5. Offside Tuzağı (Offside Trap)

Bu ayarı aktif ederseniz savunmayı ilerde kurmuş olursunuz. Bu taktiğin amacı rakip forvetleri ofsayt pozisyonunda bırakmaktır. Bu ayarı yoğun pres ayarı ile desteklerseniz rakibi iyice defanstan çıkamaz hale getirebilirsiniz. Ancak kontra ataklara da önlem almalısınız. "Ava giden avlanır."

2.6. Kontra Atak (Counter Attack)

Bu ayar oyuncularınızın hareketlerine hız katacaktır. Artık daha seri oynamaya başlayacaklardır. Bunun için oyuncuların yeterli kaliteye sahip olması gerekmektedir. Hızlı kanatlar ve topa hakim forvetler ile bu ayarlama daha aktif olarak kullanılabilir.


Gelecek Bölüm:

  • Oyuncu Ayarlamaları
  • Oyuncu Sorumlulukları
  • Duran Toplar
Soccer Tactic
Izinsiz kullanılamaz

Ibretlik Fiyasko Misimovic | Ben Demiştim..


17 Ağustos günü, Misimovic transferi ile ilgili harketli anlar yaşanırken Misimovic'in geldiğini varsayarak bir yazı yazmıştım. Bu yazıda Misimovic'in Galatasaray'ın aradığı kan olmadığını ve vazgeçilmesi gerektiğini dillendirmiştim. Nitekim Misimovic, ilk yarıyı bile tamamlayamadan kadro dışı kaldı.

Belki kadro dışı kalma nedeni teknik nedenler pek değil. Ruhsuzluğu, başka takıma gitmek istemesi, kana kana sakız çiğnemekten maç oynadığını bile unutması gibi faktörler muhakkak daha etkilidir. Modern futbolda hiçbir hoca oyuncusunu "sistemime uymuyor, kötü oynuyor" gerekçesiyle afaroz edemez ki bu kadar pahalı bir oyuncuyu hiç edemez.

Misimovic'in bir röportajında "futbolcu Hagi, hoca olan Hagi'nin takımında yer bulamaz" açıklaması çok ilgimi çekmişti. Misimovic, Hagi'nin niteliksiz bir kopyası diyebiliriz. Ben bunu daha önceden söylemiştim. Kimsenin Misimovic'ten orta saha da alan daraltıp kendine pozisyon ayarlamasını beklememesini söylemiştim. Hatta dost meclislerinde Annan tipi bir orta saha gelmiyorsa Misimovic'in gelmesinin hata olacağını söylemiştim. Ama SarıKırmızı gözler hemen Misimovic'in uzun şutlarına aldandı ve bir anda beklenti yükseldi. Özellikle demirbaş Galatasaraylı bloglar çok fena halde abarttılar bu oyuncuyu. Lincoln'ün gelişine çok benzedi Misimovic'in gelişi.

17 Ağustos tarihli, transfer öncesi post'umdan yola çıkarak şu durumu özetlemek gerekirse.

  • "Topsuz alanda pek hareketli biri değil. Pres uygulamayan bir oyuncu. Yani Türkiye'ye gelse 2. maçtan sonra "koşmuyor" yaftası takılacak bir oyuncu"

Bu fikrime hala katılıyorum. Nitekim gördük. Hocası bile koşmadığı gerekçesiyle küplere bindi. Ama yaradılış olarak böyle bir adam. Alınırken bilinmesi gerekirdi.

  • "Misimovic kalitesi itibarıyla iz bırakabilecek bir oyuncu. Ama şuanki Galatasaray felsefesinde iş yapacağını sanmıyorum."

Galatasaray'ın bir felsefesi yok gibi gözüksede en azından klüpte barınamayan oyuncu tipi belli. Kırılgan ve mücadele sevmeyen oyuncular tutunamıyor. Bende bunu öngörerek böyle bir değerlendirmede bulunmuştum.


  • "Galatasaray'a daha koşan bir oyuncu gerekiyor. Eğer orta sahada 2 kişi çok koşan ve defansif yönü çok kuvvetli oyuncu olursa Misimovic göze batmaz. Ama eğer Sivas maçındaki ortasahada oynarsa sonuç hüsrandan öteye gidemez."

Galatasaray'ın mevcut kadrosunda Misimovic'in günah keçisi olacağı belliydi. Orta saha bu kadar kalitesiz top kapma özelliklerine sahipken Misimovic gibi koşmayan bir adam eleştiri oklarının hedefi oldu.

  • Galatasaray, Misimovic'e o kadar para vereceğine koşan ve top çalan bir orta saha ve bir kanat almalı

Evet bu sözün bittiği yer. Boşuna almayın diye tavsiyede bulunmuştum ama ne yazikki aldılar ver şuan satmak için klüp arıyorlar. Keşke daha detaylı araştırılsaydı..

17 Ağustos Tarihli Misimovic analizi için -> MİSİMOVİÇ VARSAYIMI

29 Ekim 2010 Cuma

Yine Güçlü Rakip | Bursaspor - Fenerbahçe (Maç Önü)


PAOK, Kayseri, Young Boys, Trabzonspor, Beşiktaş, Galatasaray.. Bunlar Fenerbahçe'nin Aykut Kocaman yönetiminde çıktığı ciddi maçlar. Bunlardan 4 yenilgi (PAOK 1. maç, Young Boys 2. maç, Trabzon, Kayseri) ve 4 (PAOK 2. maç, Young Boys 1. maç, Galatasaray, Beşiktaş) beraberlik ile ayrıldı.. Şimdi rakip yenilgisiz Bursaspor.

FENERBAHÇE VE GÜÇLÜ RAKIPLERİ

Volkan, Gökhan Gönül, Bilica, Yobo, Caner, Kazım, Emre , Mehmet Topuz, Stoch, Alex, Semih

Vaziyet böyle olunca Fenerbahçe için umutlu konuşamayacam. Üstelik deplasmanda olduğu için daha bir kötümserim diyebilirim. Fenerbahçe büyük maçlarda iyi oynamıyor, sonuca gitmiyor. Çünkü sahip olduğu oyunculardan Emre, Niang, Alex, Lugano, Gökhan ve Volkan dışında pek büyük maç tecrübesi olan oyuncu yok. Stoch ve Dia Avrupa'nın orta sınıf takımlarından geldiler. Yobo'da Everton'da büyük maçlar da pek kullanılmadı diyebiliriz. Aşağıdaki bilgiler ışığında Fenerbahçe'nin çok zorlanacağını düşünüyorum. Bilica'nın oynayacağı tahmin ediliyor. Bilica'nın bireysel hatası fazla ve diğer savunmacılarla uyumsuz görüntüsüyle Fenerbahçe'nin işini zorlaştıracağını düşünüyorum.

Güiza, Dia, Niang, Selçuk Şahin ve Özer Hurmacı’nın yanı sıra İlhan Eker, Uğur Boral ile Galatasaray maçında cezalı duruma düşen Lugano da Bursaspor’a karşı takımdaki yerini alamayacak.

Fenerbahçe'nin büyük maçlarda yaşadığı başlıca sıkıntı Alex'in kanatları besleyememesi oldu. Zayıf takımlar karşısında Stoch ve Dia çok etkili olurken Alex kitlendiği zaman ne kadar zorlanıldığını gördük. Kanat sorununun yanı sıra orta saha da 2. topları Fenerbahçe'nin alamadığını görüyoruz. Fenerbahçe'nin maç kazanması için Emre'nin üstün bir çabasına ihtiyacı var. Çünkü Emre tek başına 2 kişilik görev üstleniyor. Hem savunmadan top çıkartıyor, hem çıkarttığı topları olumlu kullanıyor hem de top kazanmaya çalışıyor. Hepsini aynı anda yapmaya çalışınca da bocalıyor.
Niang'ın olmaması Fenerbahçe'nin daha fazla gol pozisyonu vermesi demek. Çünkü Niang en kötü oynadığı zaman bile en azından ileride top tutuyor ve rakibi oyalıyor. Niang'ın yokluğu Bursa'nın pozisyon zenginliğini. 2 sene önce Nonda'nın Galatasaray'a kattığını Niang'da Fenerbahçe'ye katıyor. Tabir yerinde ise "varlığı bile yetiyor" bu oyuncuların.

BURSASPOR CEPHESİ

Ivankov, Mustafa (Ali Tandoğan), Ömer, İbrahim, Vederson, Volkan , Ergiç, Hüseyin, Batalla, Ozan, Turgay (Sercan)

Bursa'nın Sami Yen'de kazandığı Galatasaray maçına bakacak olursak, o maçta Galatasaray oynamış ancak Bursa 3 pozisyonun 2'sini atarak galip gelmişti. Ertuğrul hoca maçtan sonra Galatasaray'ı tebrik bile etmişti.


İLK YARI BURSASPOR
Kontra - Atak


Bursa'nın tıpkı o maçta ki gibi katı savunma ve oyunu geride kabullenip kontra ataklarla gol arayacağını düşünüyorum. Özellikle Batalla'nın kontra atak anlarında çok boş kalacağını ve kanatları doğru şekilde besleyeceğini düşünüyorum. Eğer Bursa savunmasını iyi yaparsa bu maçtan istediğini alır. Savunma arkasına atılan toplarda Volkan ve Sercan'ın hızından yararlanmak isteyecek olan Bursa, Bilica, Caner ve Topuz'un geri dönüşlerde yaşadığı sıkıntılardan pozisyon arayacaktır.

2. YARI BURSASPOR Kanat Futbolu



Eğer 2. yarıya berabere çıkarsa Bursaspor, çok iyi yaptığı kanatlardan vurma işini yapacaktır. Volkan ve Ozan ile pozisyonlar yakalayacaktır ve Sercan'ın kanatlara yanaşması ile daha da galibiyeti kovalayacaktır. Fenerbahçe'nin yumuşak karnı Caner'in bu atakları bertaraf edeceğini sanmıyorum. 2. Yarı Fener için kritik isimler Gökhan ve Caner olacaktır. Bu devrede Bursa onların hatalarından pozisyon arayacaktır. Volkan, Ozan ve Sercan'ın yapacağı koşular ile Caner ve Gökhan'ı zorlayacağına eminim. Kazım eğer Fenerbahçe'de şans bulursa Volkan'ın işi çok kolay olacak. Fenerbahçe'nin savunmaya yardım eden kanatlara ihtiyacı var bu hafta. Stoch ve Kazım da Bursa'nın isteyeceği tip oyuncular.

Sonuç Tahmin: Ben bu maçtan az gol bekliyorum, Bursa'nın yenilmeyeceğini düşünüyorum. Pozisyon anlamında kısır geçebilir ancak Bursa beklenmedik anlarda bulacağı gollerle sonuca gidebilir. Çok zor bir maç bizleri bekliyor. Eğer Bursa kazanırsa, 3 büyükler diye tabir edilen takımların şampiyonluk şansı çok aza inecek. Fenerbahçe kazanırsa lige renk geleceğe benziyor. Ama Bursa kaybetmez diyorum

28 Ekim 2010 Perşembe

Elma Şekerleri | Rijkaard, Schuster, Del Bosque ve Aragones



Rijkaard, Schuster, Del Bosque ve Aragones.. Bu isimler uzayıp gidiyor. Hepsi dünya futbolunda çalıştırdıkları büyük takımlara tattırdıkları büyük başarılar ile ünlenmiş hocalar. Hepsi güzel futbol oynatmış, pozitif futbola sahip çıkmış kaliteli hocalar. Ama bilmedikleri Türkiye gerçekleri var ve aralarından bu gerçekleri yenebilen çıkmadı henüz..



ELMA ŞEKERLERİ

Elma şekeri = içi çürük olsa bile dışında albenisi olan, yani tüketici için bir nevi kumar olan şeker.
"Barcelona kadrosu hocasız çıksa da aynı etkiyi yapar" gibi dar görüşlü bir değerlendirme yapmayacağım ama sonucun oraya bağlanmasından korku duyuyorum. Hani bu dar görüşlü cümle abartı ama Barcelona kariyeri bir teknik adam için yeterli bir kariyer değil. Örneğin Rijkaard, Barcelona'yı en zirveye taşımış ama ondan önce Sparta Rotterdam'ı küme düşürmüş. Yani başarısı imkanlar ile doğru ölçüde olan bir hoca. Tigana, Schuster, Aragones keza öyle. Ellerinde dünyanın imrenerek baktığı kadrolar olunca başarılı olmuşlar..

Rijkaard, Aragones, Schuster elma şekerleridir. Bunların kariyerine baktığınız da "vay be" çekersiniz ancak aslında içleri pek işe yaramazdır. İsim olarak, görünüş olarak muhteşemlerdir sadece. Gerçek anlamda iyi değiller.

İYİ TEKNIK ADAM KİMDİR ?

İyi teknik adam bana göre imkansızlıklardan bir başarı çıkaran, dar bütçelere rağmen bir şeyler başaran hocadır. Fatih Terim neden Avrupa'da hala tanınıyor ? Çünkü Türkiye gibi futbol vizyonu dar bir ülkeye UEFA Kupası'nı getirmiş. Mourinho neden en iyi ? Çünkü Porto'ya ilkleri yaşatmış ve futbol dünyasına Porto efsanesini katmış. Arsene Wenger ve Ferguson'da takımlarını baştan yaratmışlar ve büyük olmuşlar.. Lucescu, Magath gibi örnekler ile tabii ki çoğaltabiliriz bu hocaları. Hatta ülkemizin büyük hocası bence M.Denizli değil, Fatih Terim, Ertuğrul Sağlam gibi takımlarının çapından büyük işlere imza atmış hocalardır.



BEŞİKTAŞ 3-0 MERSİN I.Y


Schuster bugün yine bildiğini okudu. Geriyi boş bıraktı, ileride nasılsa atarım havasına girdi. Rakibini küçümsedi. Az kalsın bir kazaya kurban gidecekti. Bence yine de kazaya uğradı. 120 dk oynan bu maç, lige yorgunluk olarak yansıyacaktır. Beşiktaş zaten çok sakat veriyor, kondisyondan yakınıyor, bir de saçma bir 120 dk oynayarak şartları iyice zorladı. Ligde teknik direktör değiştiren ve iğrenç futbol oynayan Galatasaray ile birlikte aynı puanda ise bir sorun vardır. Özellikle sakatlıktan yeni çıkmış Guti'nin ligde dinlendirilip kupada 120 dk forma giymesi anlamsızdı. Guti sakatlansa kim hesap verecekti ?
Schuster derhal ülke şartlarını öğrenmeli veya yardımcıları Türkleştirilmeli, yoksa bu işin sonu Rijkaard'a benzeyecek..

SoccerTactic

22 Ekim 2010 Cuma

Delice Bir Tahmin.. | F.Bahçe - G.Saray


Son 10 yılda Kadıköy'de ki Galatasaray maçları

  • 6 Mayıs 2001: 2-1 Ali Güneş, Yusuf (Fenerbahçe), Suat (Galatasaray)
  • 16 Şubat 2002: 1-0 Milan Rapajc
  • 6 Kasım 2002: 6-0 Serhat (2), Ümit Özat, Ortega, Tuncay, Ceyhun
  • 29 Şubat 2004: 2-1 Nobre, Mehmet Yozgatlı (Fenerbahçe), Ömer Erdoğan (Galatasaray)
  • 22 Mayıs 2005: 1-0 Nobre
  • 22 Nisan 2006: 4-0 Luciano, Appiah, Alex, Anelka
  • 3 Aralık 2006: 2-1 Alex, Kezman (Fenerbahçe) Ümit Karan (Galatasaray)
  • 8 Aralık 2007: 2-0 Deivid, Semih
  • 9 Kasım 2008: 4-1 Lugano, Selçuk, Deivid, Emre Aşık (k.k.) (Fenerbahçe) Lincoln (Galatasaray)
  • 25 Ekim 2009: 3-1 Alex (2), Güiza (Fenerbahçe), Hakan Balta (Galatasaray)
Malum Galatasaray'ın 10 yıldır puanı dahi yok Kadıköy'de belki şansı tutmuyor, belki büyü var, belki taraftar baskısı, belki "öğrenilmiş çaresizlik", belki yanlış strateji..
Hepsi olabilir, ama şöyle bir şey var ki, Galatasaray o stada sadece bir kere favori olmayarak, çok umutsuz gitti, onda da 1-0 yenildi. Galatasaray'ın Kadıköy'e gidişi hep davullu zurnalı, şaşalı ve bir gazla olurdu. Ancak bu sene öyle değil.. En fanatik Galatasaraylı bile "fark yemeyelim" kafasında yaşıyor.. İşte maçın Psikolojik, Motivasyon, Teknik, Taktik boyutu..

Psikolojik ve Motivasyon Boyutu

Galatasaray en son Kupa'da 0-0'lık beraberlik koparmıştı sanırım 2008 yılında. O maçta Fenerbahçe'nin galibiyet oranı 1,60'dı, şimdi ki maçta 1,50.. Yani mutlak favori olarak Fenerbahçe gözüküyor..
Bu mutlak favorilik kesinlikle Fenerbahçe'nin başına iş açacaktır. Hafta arasında "fark atmayın bize" diyen Galatasaraylıyı sırıtarak "tamam tamam" diye teselli eden bir Gökhan Gönül var. Bu bile rehaveti gösteriyor. Eskiden "büyük konuşmayalım" tarzı rakibe saygı duyan açıklamalar yapan Fenerliler bu sene artık onu bile yapmıyorlar ilk defa.
Galatasaray'ın küskün yıldızları Servet, Elano, Hakan Balta, Cana ve Barış'ın maksimum performanslarını zorlayacaklarını düşünüyorum, yeni hoca motivasyonuyla.
Yani motivasyon bakımından gerek Hagi'nin gelişiyle şahlanacak Galatasaray, gerek Aykut ile bulutların tepesinde yaşayan, camia olarak rehavete kapılmış bir Fenerbahçe var. Taraftarı bile "dejavu" diyerek rakibini yok sayıyor neredeyse.



Teknik & Taktik Boyutu

Servet & Niang ve Drogba

Fildişi Sahilleri - Türkiye maçını bilen bilir. 1 yıl kadar önceydi. Servet'in en çok eleştirildiği zamandı. İzmir'de oynan maçta herkes Drogba'dan goller bekliyordu. Ama Drogba sadece 1 kere boş kalmıştı onda da golü bulmuştu. Maçtan sonra "Servet kadar kaliteli stoper İngiltere'de yok, nefesini her an ensemde hissettim" gibi cümleler ile Servet'i göklere çıkarıyordu.
Niang, Fransızlar tarafından "Yeni Drogba" olarak lanse ediliyor. Güçlü fiziği, sezgisi, gol vuruşları ile andırmıyor değil. Hatta 10 yıldır Fenerbahçe'ye gelmiş en iyi golcü belki de. Ama bilinmesi gereken şey motive olmuş bir Servet'in Niang'ı kitleyebileceği. Fildişi maçında Fatih Terim çok iyi motive etmişti, Servet'te Fatih hoca ile bir farklı oynardı. Rijkaard kabusundan uyanan Servet'in bu maça çok konsantre olup, eski Servet olarak Niang'a göz açtırmayacağını düşünüyorum.

Kilit Adam: Mehmet Batdal

Galatasaray bu maçta forvet olarak sadece Mehmet Batdal'a sahip. Hagi zamanında Hakan Şükür 30 maçta 18 gol atmıştı sanırım. Pivot özelliğini ona çok iyi yükleyen bir Hagi vardı. Hakan arkadaşlarına pozisyon ayarlardı. Sanırım Mehmet Batdal'dan bunu bekleyecek Hagi. Ben Misimovic'i çok iyi rahatlatacağını düşünüyorum Mehmet'in. Tecrübesiz bir oyuncudan derbide çok bir şey beklemek abes kaçar ancak ben Mehmet'in sadece Hagi'nin isteklerini yerine getirirse maçta yıldız olup çıkabileceği kanaatindeyim. Galatasaray'ın oyunu Fenerbahçe sahasına yıkmasını sağlayacaktır. Onu pek tanımayan Yobo ve Lugano'da zorlanacaktır. Çünkü onların önünde Selçuk gibi defansif bir adam yok bu sefer. Böyle derbiye çıkmaya alışkın değil Fenerbahçe. Stoperler zorlanacaktır.

Kanatlar: Stoch & Dia

Galatasaray'ın kanayan yarası ortadan gelen ataklar bana göre. Rijkaard döneminde zayıf karnı olan orta alana bir türlü çare bulamamıştı Galatasaray. Ortada Alex eğer çok boş kalırsa, koşu yapan Stoch ve Dia'nin önünü çok iyi besleyip, pozisyon yaratabilir. Stoch ve Dia'nin çaprazdan bulacakları pozisyonları engellemesi gerekiyor Galatasaray'ın. Bence Barış ve Cana gibi pres yapan iki tane ismi oynatıp bu şekilde önlem alacaktır Hagi. Eğer ortada yine Mustafa oynarsa sıkıntı çıkabilir. Bu arada Sağ kanatta ve sol kanatta oynayacak adamları da çok önemli Galatasaray'ın. Bu isimler muhakkak geriye doğru Stoch ve Dia'yı kovalamalılar. Ben Hagi'nin sağda Elano, solda Pino'yu kullanacağını düşünüyorum. Hatta Emre Çolak veya Serdar Özkan'dan birisini sahaya sürüp süpriz yapabilir. Hagi son geldiğinde 18'lik Uğur Uçar ve tecrübesiz Hasan Kabze'den yararlanabilmişti. Yine süpriz bir genç çıkarıp ona güvenebilir diye düşünüyorum.



10'un halinden Hagi anlar: Misimovic ve Elano

Hagi belki dünya üzerine gelmiş 10 numaraların en farklısı en skora etki edeniydi. Misimovic'te modern futbolda pekte yeri olmayan 10 numaraların son temsilcilerinden. Misimovic'ten yararlanma işini dünya üzerinde herhalde Hagi'den iyi kimse yapamaz. Tıpkı Bülent Korkmaz'ın kısa Galatasaray serüveninde Kewell'dan iyi bir defans yaratması gibi, Hagi'nin formsuz Misimovic'ten aktif bir 10 numara yaratacağı kanaatindeyim. Belki Misimovic'in çok formsuz olması nedeniyle Elano'yu tercih edebilir. Ama 10 numara olarak kimi oynatırsa ondan çok iyi verim alacağını düşünüyorum.
Galatasaray'a son gelişinde bir 10 numarası bulunmayan Hagi zaman zaman Necati'yi forvet arkası oynatmış, zaman zaman da Ayhan ve Hasan'dan bir 10 numara oluşturmaya çalışmıştı. Bu sefer elinde özellikli iki tane 10 numara bulunan Hagi'nin bu oyuncuları iyi kullanıp sonuca gideceğini düşünüyorum. Bu maç belki de 2 yıldır ilk defa istediği mevkiide şans bulacak Elano'nun maçı olabilir. Bu noktaya dikkkat..

Sonuç..

Ben bu maçtan Galatasaray'ın beraberlik veya galibiyet ile ayrılacağını düşünüyorum. Gerek yeni hoca gazı, gerek Fenerbahçe'nin mutlak favori oluşu beni bu düşünceye sürükleyen etken. Hagi'nin takımlarında belli bir disiplin oluşu da benim bu fikrimi kanıtlar nitelikte. Şimdi Aykut Kocaman oyuncularını küçümsememeleri için uyarıyordur. Ancak nafile. Şu an ki takımların konumunda kim olsa küçümser. Çünkü Galatasaray'ın durumu çok acıklı gözüküyor. Hagi'nin ufak rötuşları ile bu olay tam ters şekilde ceryan edebilir..



Tahmin: Ben belki çok delice olacak ama Galatasaray'ın iki fark ile kazanacağını düşünüyorum. Ama olurda Fener baştan öne geçerse, Galatasaray tarihinde kara bir leke olabilir bu maç.. Rehavet halinde iken Galatasaray, Fener'i vurabilirse 10 yıllık hasret sona erer. Hagi bunu yine sefillere benzetilen Galatasaray'ın 2005 yılında, Kupa finalinde Olimpiyat'ta Fenerbahçe'yi hezimete uğratmasıyla göstermişti. Hagi çaresizliklerde ki umuttur Galatasaray için zaten..

Soccer Tactic

Teknik Direktör Olarak Hagi


Rijkaard'ın son maçı yani Ankaragücü maçı sona erdiğinde aklıma gelen ilk şey Fatih Terim'in gelmesi oldu. Adnan Polat, can simidi olarak ona sarılır diye düşündüm. Sonra da daha önce ki Bülent Korkmaz denemesinden yola çıkarak Hagi-Hakan-Tugay-Okan gibi eski ruhu çağırmak adına bir tercih olur olabilir dedim. Nitekim kısmende olsa 2. dediğimi yaptı Galatasaray yönetimi..

Fatih Terim ilk aklıma gelendi çünkü onun ağırlığı ve motivasyonu ancak takımı toparlayabilirdi. Zaten Galatasaray yönetimi bu saatten sonra nitelikli değil de daha kişilikli hoca arıyordu. Rijkaard, Türk futbolcusunu tanıyamadı ve sonunda onların ipiyle indiği kuyudan cesedi çıktı ancak. Belki Rijkaard, Liverpool veya başka bir deve gidip yine başarılı olacak, ama Türkiye'ye uygun değil. Zaten İspanya'dan gelipte Türkiye'de başarılı olmuş oyuncu & hoca sayısı çok az. Bu azlıktaki yegane aykırı başarı örneği Barça'den gelen Hagi..
Bu arada Tugay'da yardımcısı oldu. Bence Tugay, Türkiye'nin en saygın futbolcularından biri olarak tarihe geçti. O nedenle Hagi - Tugay'ı Derwall - Mustafa Denizli gibi görüyorum. İleride kesinlikle 1. adam olarak görev alacaktır..

Futbolcu olarak Hagi..

Futbolculuğunu tartışmıyorum. Tarafsız otoriteler (Buna Alex'in kendisi de dahil) onun Türkiye'ye gelmiş en iyi yabancı olduğunu belirtiyor. Zaten kendisi dünya futbolunda önemli bir yeri olan, her yerde tanınan uluslararası bir yıldızdı. Teknik adamlığı tartışılır durumda olsada futbolculuğunu buraya yazarak sizi bildiğiniz şeyler ile yormak istemiyorum..

Teknik Adam olarak Hagi

Romanya, Bursaspor, Galatasaray, Timoşara, Steau Bukres çalıştırdığı takımlar. Bunlardan en net hatırladığım ve takip ettiğim 2004/2005 arası yaşadığı Galatasaray serüveni. O yüzden teknik adamlığını o dönemi baz alarak değerlendireceğim. Bursa'da imkanları yoktu, Romanya ligini ise takip etmek çok zor bir Türk vatandaşı için..

Hagi'nin 2004/05 kadrosu

Kaleciler : 1 Faryd Mondragón, 12 Aykut Erçetin, 17 Fevzi Elmas, 78 Richard Kingston (Faruk Gürsoy).

Savunma : 2 Stjepan Tomas, 3 Bülent Korkmaz (Kaptan), 4 Rigobert Song, 5 Orhan Ak, 19 Cihan Haspolatlı, 21 İbrahim Yavuz, 24 Ovidiu Petre, 33 Uğur Uçar, 40 Ferhat Öztorun, 42 Anıl Karaer, 57 Hakan Ünsal, 61 Suat Usta.

Orta Saha : 7 Alioum Saidou, 8 Flavio Conceiçao, 11 Hasan Şaş, 14 Elvir Baliç, 16 Hakan Yakın, 18 Ayhan Akman, 20 Volkan Arslan, 22 Arda Turan, 23 Zafer Şakar, 26 Mehmet Güven, 28 Franck Ribery, 29 Mülayim Erdem, 43 Aydın Yılmaz, 55 Sabri Sarıoğlu, 67 Ergün Penbe.

Hücum : 6 Arif Erdem, 9 Hakan Şükür, 10 Ümit Karan, 15 Cafercan Aksu, 25 Necati Ateş, 27 Özgürcan Özcan, 58 Hasan Kabze.

Yukarıdaki kadroya baktığınız da ne kadar da yetersiz ve niteliksiz adamlar var değil mi ? Şu takımdan 2. bir Galatasaray çıkarsanız o takım küme düşer. Petre, Volkan Arslan, Mehmet Güven, ÖzgürCan, İbrahim Yavuz, Suat Usta gibileri tam birer fiyaskoydu. Hani şimdi Mustafa Sarp'tan şikayetçi bir taraftar için Volkan Arslan intihar sebebi sayılabilir..

İşte Hagi bu niteliksiz kadroya rağmen şampiyonluğu 4 puan ile ezeli rakibi Fenerbahçe'ye kaptırmış ve ligi 3. sırada bitirmişti. Bunun yanında Türkiye Kupası'nı 5-1'lik Fenerbahçe galibiyeti ile müzeye dahil etmişti. Dikkat ederseniz Hagi'nin getirdiği Türkiye Kupası'nın üzerine Türkiye kupası girmedi Galatasaray müzesine. Üstelik bütün bunları Ergün Gürsoy ve Özhan Canaydın gibi fevkalade insanlar olmasına rağmen yönetici olarak vasıfsız ve takımın önünü kesen yönetim kuruluna rağmen yaptı.

Petre, Conceicao gibi adamlar ile Türkiye Kupası'nı alıp, herkesin saygısını kazanan bir futbol oynatan Hagi'nin, Elano, Misimovic, Arda, Cana, Baros gibi uluslararası alanda esamesi okunan formda isimleri çok iyi kullanacağını düşünmekteyim.

Derbiler

Galatasaray'ın kanayan yarası bence büyük maçlar ve derbiler. Galatasaray uzun zamandır Kadıköy'den çıkamıyor, Beşiktaş maçlarına ise korkarak bakıyor. İşte Hagi 2004/05 sezonunda derbilerde iyi bir iş çıkarmıştı. Hatta büyük gibi oynayıp ibreyi Galatasaray'a çevirmişti uzun bir aradan sonra.

Galatasaray - Fenerbahçe: Fenerbahçe maçına 3 kere çıkan Hagi, Ligde 1 kere kazandı 1 kere kaybetti, kupada ise 5-1'lik tarihi bir zafere imza attı. Dönemin zengin takımı Fenerbahçe'ye iyi bir ders vermişti. (3 maç 2 galibiyet 1 yenilgi)

Galatasaray - Beşiktaş: Dönemin arayış içinde olan formsuz Beşiktaş'ı ile 2 kere karşılaşan Hagi, rakibine hiç geçit vermedi. Maçlar 0-0 ve 1-0 bitti. Tek galibiyet Sami Yen'de gelmişti. (2 maç 1 galibiyet 1 beraberlik)

Galatasaray - Trabzon: Ligi hemen Trabzon'un arkasında bitiren Hagi'nin takımı, Trabzon ile 2'si lig'de 1'i kupada olmak üzere 3 kere karşılaştı. Bu maçların Avni Aker'de oynananı 1-0 kazanan Hagi'nin takımı, evinde Trabzon'a 2-0 yenilmişti. 3. maçta ise kupa yarı finalinde Galatasaray rakibini elemişti. (3 maç 2 galibiyet 1 yenilgi)

Arda Turan Boyutu

Son olarak işin Arda Turan boyutuna değinmek istiyorum. Arda, top toplayıcılık yıllarında Hagi'yi herkes gibi hayranlıkla izler ve belkide onu örnek alırdı. Asla Hagi gibi bir şutor olamayacak olsada zeka olarak Hagi'ye yaklaşabilen nadir isimlerden. Arda eğer Hagi'den öğrenebileceklerini öğrenir, Hagi'de Arda'ya özel bir ilgi gösterirse ben Hagi transferinden en çok Arda'nın karlı çıkacağını düşünüyorum. Hagi ona özel duran top teknikleri öğretebilir ve zekasına güç katabilir. Ayrıca Hagi belkide Arda'nın kanayan yarası olan kondisyon sorununu çözebilir ve kendisine oyun içinde aktif dinlenme yöntemleri öğretebilir. Zira Hagi bunu en iyi yapanlardandı. Kendini çok hazır tutardı ama hazır tutarken de dinlenirdi..
Burda Sabah Arşivi'nden 24 Kasım 2004 tarihli bir haber var. Hagi, daha 6 yıl önceden cevheri keşfetmiş ve ona şans tanımayı düşünmüş.

Sonuç ?

Hagi'nin Galatasaray'a gelişini olumlu karşılıyorum. Belki sezon başı gelse daha etkili olurdu ancak yinede gerek liderlik özellikleri, gerek agresif yapısı ile gözle görülür bir fark yaratacağını düşünüyorum.
Hagi futbol dehası ile kadroya en uygun taktiği saptayıp uygulayacak cesarete sahiptir diye düşünüyorum. Rijkaard gibi bir şablon seçip Servet'ten Pique yaratma çabasına gireceğini düşünmüyorum. Haddini bilen ve pozitif bir futbol oynatacağını düşünüyorum. Yani yolumum olumlu, vakit tanınırsa (ki başka bir şans yok) Hagi, bu takımı şampiyon yapmasada 'kişilikli ve yarışmacı' bir takım yapacaktır..

Soccer Tactic

  ©Soccer Tactic | Futbolun Mutfak'ini Sergiliyoruz - Her hakkı saklıdır.

Template by Soccer Tactic | -