27 Ağustos 2010 Cuma

Yetersiz Kadro Cehaleti | Karpaty 1-1 Galatasaray


Maçtan uzun uzadıya söz etmek çok saçma. Galatasaray atak dahi yapamadı. Elindeki kadroya uygun sistemi seçemeyen Rijkaard ancak 1 şans golü bulabildi. 4-3-3 için en olmaması gereken kadroya sahip. Bu durumda başka sistemler denemeliydi. Lucescu, kalıplaşmış sistemleri olmayan biriydi ama aşağıdaki kadro ile Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıktı. Şimdi merak ediyorum, bu kadro Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynuyor, 2010 Galatasaray'ı Avrupa'nın arka bahçesi Avrupa Ligi'ne giremiyor..

* Teknik direktör :
Mircea Lucescu
* Kaleci : 1 Claudio Taffarel, 16 Kerem İnan, 30 Mehmet Bölükbaşı.
* Savunma : 2 Vedat İnceefe, 3 Bülent Korkmaz (Kaptan), 4 Gheorghe Popescu, 14 Fatih Akyel, 17 Emrah Eren, 24 Gürol Azer, 25 Alper Tezcan, 26 Emre Aşık, 35 Carlos Alberto de Oliveira "Capone" , 57 Hakan Ünsal.
* Orta Saha: 5 Emre Belözoğlu, 6 Ahmet Yıldırım, 7 Okan Buruk, 8 Suat Kaya, 10 Gheorghe Hagi, 11 Hasan Şaş, 15 Rasim Vardar, 18 Ümit Aydın, 21 Faruk Atalay, 22 Ümit Davala, 23 Ali Keleşoğlu, 28 Bülent Akın, 39 Ufuk Talay, 40 Sedat Yeşilkaya, 67 Ergün Penbe.
* Hücum : 9 Mario Jardel, 13 Mehmet Yozgatlı, 19 Saffet Akyüz, 20 Serkan Aykut, 29 Burak Akdiş, 33 Arif Erdem, 36 Mandinga Marcio.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Vur Dedik.. | Arsenal 6-0 Blackpool


Hangi takımı tutuyorsun diyenlere "pozitif futbol oynayan her takımı" diye cevap veririm. Arsenal'de gönlümde ayrı yere sahip olan takımlardan. O yüzden Arsenal'in bu sene başarılı olmasını istiyorum. Ben onlara vur dedim onlar öldürdüler ama işi biraz abarttılar

30 dakika Yetti !

Maça 4-5-1 gibi bir diziliş ile başlayan Arsenal kanatlarının olaya dahil olmasıyla 4-3-3 gibi bir sisteme büründü hatta zaman zaman 4-1-2-3 gibi oynadılar. Özellikle Walcott, 3 gol attığı bu karşıalşmada içeri çok iyi girerek Arsenal'in işini rahatlattı. Tabii ileride Chamakh'ın olması Walcott ve Arshavin'e boşluklar doğmasın neden oldu. 30. dakikaya kadar rakibini boğan bir Arsenal vardı lakin 2 gol birden buldular. Tartışmalı bir penaltı ardından gelen kırmızı kart ile zaten maç sonuçlandı gibi oldu. Bundan sonrası pek değerlendirmeye alınmaması gereken bir zaman dilimi. Çünkü denge kayboldu.

Chamakh Israrı

Geçen sene Bendtner çok felaket bir oyun oynamış ancak Wenger ısrarla onu sahada tutmuştu. Hafta içi çok eleştirilen Bendtner, çok kötü oynadığı bu maçın ardından ısrarla sonrasındaki Porto maçında sahaya sürüldü. Ve o maçta 3 gol atarak kendini affettirdi. Bugün Wenger daha kısa bir zaman diliminde sonuç vermesine rağmen aynı ısrarı Chamakh'da gösteri. Kendisi kalenin 1 metre önünden gol kaçırdı ama hala sahada tutuldu. Bu ısrar meyvesini Robin van Persie'nin ortasından gelen Chamakh golü ile tatlıya bağlandı. Ben tahmin ediyorum Chmakh gol atamasa ve kaçırmaya devam etse ertesi maç yine sahada olurdu. İşte Wenger bu, işte büyük adam olmak böyle birşey.

ST

Kusura Bakmayın & D-Smart




Avrupa Ligi'nin bir tek özetlerini izleyebildim bu nedenle Analiz fırsatım olmadı. Özetten yapılacak analiz pek sağlıklı olmaz diye düşünüyorum.
Parasal konuda sıkıntım yok çok şükür ancak D-Smart almak için nedene ihtiyacım var.
Eğer takipçilerimden mantıklı bir D-Smart alma nedeni gelirse belki alabilirim. Çünkü bu kalitesiz platforma prim vermek istemiyorum.

17 Ağustos 2010 Salı

Misimovic Varsayımı


Yaklaşık 3-4 gündür Galatasaray'ın Wolfsburg'un forvet arkası Misimovic ile ilgilendiği yoğun bir şekilde gündemi meşgul ediyor. Haberin doğruluğu konusunda fikrim yok, ben geldiğini varsayarak etkili olup olamayacağını değerlendirmek istiyorum..

GENEL BİLGİ

Zvjezdan Misimović (d. 5 Haziran 1982, Münih), Bosna-Hersekli futbolcu.

Futbola ilk olarak SV Nord Lerchenau, TSV Forstenried, SV Gartenstadt Trudering gibi amatör takımlarda başlamıştır. 2000 yılında Bayern Münih 'e transfer olmuştur. Ancak Bayern Münih 'in a takımında oynayamayan Misimović, çoğunlukla Bayern Münih II kadrosunda yer almıştır. 2004-05 sezonu başında VfL Bochum 'a transfer olmuş ve burada 3 sezon boyunca 90 maçta 21 gol atmıştır. 2007-08 sezonunda 1. FC Nürnberg 'de oynayan futbolcu, 2008-09 sezonu başında 4 milyon karşılığında VfL Wolfsburg 'a transfer olmuştur.

Milli Takım Kariyeri
Milli takımının formasını ilk kez 18 Şubat 2004 tarihinde Makedonya 'ya karşı giymiştir. Şimdiye kadar 32 kere milli takım formasını giyen Misimović, Bosna-Hersek Millî Takımı 'nın en önemli kozlarından birisidir.10 Eylül 2008'de Estonya'yı 7-0'lık skorla alt eden Bosna Herseğin 4 golünü atmıştır.


ANALİZ

Misimovic oyun stili olarak Fenerbahçeli Alex de Souza ile çok benzerlik gösteren bir oyuncu. Topsuz alanda pek hareketli biri değil. Pres uygulamayan bir oyuncu. Yani Türkiye'ye gelse 2. maçtan sonra "koşmuyor" yaftası takılacak bir oyuncu. Ancak ve ancak oyunu iyi okuyan bir oyuncu olduğu için doğru yerde, doğru zamanda olacak bir oyuncu. Oyun zekası üst düzey bir oyuncu. Şut özelliği var, pasları çok iyi. Fizik olarak ikili mücadelelerde Elano ve Lincoln kadar kırılgan değil. Genelde Balkan ülkelerinde oynayan oyuncular Türkiye'de başarılı olur. Baliç, Boliç, Prekazi gibi iz bırakan isimler var. Misimovic kalitesi itibarıyla iz bırakabilecek bir oyuncu. Ama şuanki Galatasaray felsefesinde iş yapacağını sanmıyorum.

İŞ YAPAR MI ?

Misimovic'den verim alınması için onun serbest bırakılması gerekiyor. Buda Rijkaard felsefesine aykırı birşey. Eğer Galatasaray 4-3-3 inadından vazgeçmez ise Misimoviç'in gelişi hiçbir işe yaramaz. Galatasaray'a daha koşan bir oyuncu gerekiyor. Eğer orta sahada 2 kişi çok koşan ve defansif yönü çok kuvvetli oyuncu olursa Misimovic göze batmaz. Ama eğer Sivas maçındaki ortasahada oynarsa sonuç hüsrandan öteye gidemez. Eğer Misimovic gelecekse Galatasaray'ın 1 senedir ısrarla denediği dizilişinden ve felsefesinden vazgeçmesi gerekiyor. Misimovic, Fenerbahçe'de Alex'in yaptığı etkiyi yapabilir ve Galatasaray'ın çift forvet oynama lüksünü elinden alabilir. Kesinlikle 4-4-1-1 sistemi ile oynamak zorunda kalabilir Galatasaray. Felix Magath bile şampiyon yaparken Wolfsburg'u bazı maçlarda kullanmadı Misimovic'i. Çünkü takımın direncini azaltıyordu.

ONUN YERİNE BİR KANAT BİR ORTA SAHA

Galatasaray, Misimovic'e o kadar para vereceğine koşan ve top çalan bir orta saha ve bir kanat almalı. Kanat alırsa Arda'yı içerde kullanabilir. Koşan orta saha zaten gerekiyor. Defansı, forvete bağlayacak çift yönlü bir oyuncu şart. Eğer iyi bir kanat alınırsa Arda, Misimovic'in katacağını fazlasıyla katar forvetin arkasında. Ayrıca Emre Çolak gibi bir tercihte mevcut. Ama şunu söylemekte fayda var, Galatasaray fazlasıyla geç kalmış durumda..

ST

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Tek Perdelik Resital | Fenerbahçe 4-0 Antalyaspor


Geçen sezon son maçta şampiyonluğu yitirdikten sonra Şampiyonlar Ligi'nde de Young Boys elenerek sevenlerini kahreden sarı lacivertliler , Spor Toto Süper Lig'e bol gollü bir giriş yaptı.

Seyircisiz maçta Medical Park Antalyaspor'u Kadıköy'de ağırlayan Fenerbahçe rakibini 4-0 mağlup etti
Sezon öncesi sıkıntılı bir hazırlık dönemi geçiren son olarak da Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Young Boys'a elenen sarı lacivertliler, rakibi oyuna konsantre olamadan iki farklı skoru buldu. 8. dakikada klasik haline gelen Alex-Semih işbirliği sonucunda 1-0 öne geçen Fenerbahçe, Niang'ın transferiyle yeni bir rakiple mücadele etmek zorunda kalacak Semih'in fırsatçılığını konuşturduğu pozisyonla 2-0'ı bulup rahatladı.

Niang'a formasını kolay kolay teslim etmeyeceğinin mesajını veren Semih, 24. dakikada Alex'in attığı golün de asistini yaptı!.. İlk yarıda rakip kaleyi bombardımana tutan sarı lacivertliler,maçın yıldız isimlerinden biri olan Gökhan Gönül'ün 28. dakikada attığı golle farkı dörde çıkardı. İlk devrede attığından fazlasını kaçıran Fenerbahçe soyunma odasına 4-0 önde gitti.

İkinci devrede ilk yarıda yakaladığı skor avantajının etkisiyle oyunu rölantiye alan sarı lacivertliler, kendilerini pek fazla sıkmadı ve maçı 4-0 kazanmasını bildi!. Sarı lacivertliler bu skorla lige üç puanlı bir giriş yaparken, konuk Medical Park Antalyaspor Kadıköy'de aradığını bulamadı.
FENERBAHÇE-ANTALYASPOR: 4-0 STAT: Şükrü Saraçoğlu HAKEM: Bülent Yıldırım, Cem Satman, Volkan Narinç FENERBAHÇE: Volkan Demirel(Dk 46 Mert), Gökhan Gönül, Lugano, Bilica, A.Santos, Mehmet Topuz(Dk. 79 Özer), Cristian, Emre, Stoch, Alex(Dk. 68 Caner), Semih TEKNİK DİREKTÖR: Aykut Kocaman ANTALYASPOR: Polat Keser, Erkan, Ivan Radeljic, Tuna Üzümcü(Dk. 46 Sedat), İlkem(Dk. 46 Yenal), Ali Zitouni, Ertuğrul(Sergei), Gregory Proment, Deniz Barış, Necati Ateş, Tita TEKNİK DİREKTÖR: Mehmet Özdilek GOLLER: Dk. 8 ve 13 Semih, Dk. 24 Alex, Dk. 28 Gökhan Gönül SARI KARTLAR: Dk. 57 Sedat, Dk. 64 Necati İLK YARIDAN DAKİKALAR
GOL8. dakikada Alex, orta sahada Emre'den aldığı topu güzel bir ara pasıyla Semih'e aktardı. Sağdan ceza alanına giren Semih, çaprazda yerden bir vuruşla topu uzak direğin dibinden ağlara gönderdi: 1-0

GOL13. dakikada sağdan Mehmet Topuz'un yerden ortasında, ceza alanı içinde savunmaya rağmen yatarak topa vuran Semih, meşin yuvarlağı filelere göndererek, takımının ve kendisinin 2. golünü attı: 2-0

GOL24. dakikada Andre Santos'un soldan ortasında ön direkte Semih'in penaltı noktasına çıkardığı topa, bekletmeden vuran Alex, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak, farkı 3'e çıkardı: 3-0

GOL28. dakikada Mehmet Topuz'un pasıyla sağdan ceza alanına giren Gökhan Gönül'ün, çaprazda dar açıdan vuruşunda, savunmada Tuna'ya çarpan top kaleci Polat'ın üzerinden filelere gitti: 4-0

34. dakikada soldan Stoch'un ortasında ceza alanı içinde Cristian'ın kafa vuruşunda, top yandan auta çıktı.

35. dakikada Necati'nin pasında ceza alanı içinde kaleciyle karşı karşıya kalan Ali Zitouni'nin vuruşunda, kaleye giden topu son anda çizgiye yakın yerden Gökhan Gönül çıkararak, önemli bir tehlikeyi önledi.

40. dakikada Andre Santos'un pasıyla ceza alanında kaleciyle karşı karşıya kalan Alex'in vuruşunda, top yandan auta gitti.

42. dakikada Semih'in soldan ortasında ceza alanında Mehmet Topuz'un uçarak kafa vuruşunda, top yandan auta çıktı.

44. dakikada Semih'in ceza yayı üzerinden sert şutunda, meşin yuvarlak yandan auta gitti.

45. dakikada Gökhan Gönül'ün pasıyla ceza yayı önünde topla buluşan Alex'in, Tuna'yı çalımlayıp ceza alanının sağ çaprazında kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda, vuruşunda, top uzak direğin yanından auta çıktı ve karşılaşmanın ilk yarısı 4-0 Fenerbahçe'nin üstünlüğüyle sona erdi.

İKİNCİ YARIDAN DAKİKALAR
52. dakikada Proment'in ceza alanı dışından sert şutunda, kaleci Mert meşin yuvarlağı kornere çeldi.

58. dakikada ceza alanı dışında Alex'in kullandığı serbest vuruşta, kaleci Polat üzerine gelen topu kontrol etti.

61. dakikada Emre'nin pasıyla ceza yayı dışında topla buluşan Alex'in vuruşunda, savunmada Radeljic'in ayağına çarpan topu kaleci Polat kornere tokatladı.

74. dakikada Deniz'in pasıyla topla buluşan Djiehoua'nın ceza yayının hemen dışından vuruşunda, top yandan auta çıktı.

84. dakikada Djiehoua'nın pasıyla topla buluşan Ali Zitouni'nin ceza alanı dışından kaleye uzak mesafeden sert şutunda, top üstten auta gitti.

85. dakikada soldan Caner'in ortasında arka direkte kaleci Polat ile karşı karşıya kalan Semih'in yakın mesafeden kafa vuruşunda, meşin yuvarlak kaleciden döndü. Dönen topu savunma uzaklaştırdı.

90. dakikada Caner'in soldan ortasında ceza alanının sağ çaprazında topla buluşan Özer, topuk pasıyla Gökhan Gönül'e topu gönderdi. Gökhan'ın çaprazdan vuruşunda, savunmaya çarpan top direğin yanından kornere çıktı.

90 + 2. dakikada sağdan Djiehoua'nın yerden ortasında, savunmadan seken topu penaltı noktası üzerinde kontrol eden Necati'nin sert şutunda, kale önünde topun önüne yatan Gökhan Gönül'ün sırtına çarpan meşin yuvarlak, ceza alanı dışına gitti.

Fenerbahçe, ilk yarıda attığı 4 golle karşılaşmadan 4-0 galip ayrıldı.

Not: Analizi fırsat buldukça yapacağım. Kusura bakmayınız

Buca Mahkum Oynadı | Bucaspor 0-1 Beşiktaş


Ligin yeni ekibi Bucaspor kendi evinde Beşiktaş'ı ağırladı ilk maçta. Belkide bir takım için güzel ve kötü yanları var ilk maçtan oynamanın büyük takımlar ile. Avantajı, daha takımlar oturmamışken, süprize açık bir maça çıkılması. Dezavantajı tabii ki büyük takımın "havalı" bir giriş yapmak istemesi. Tüm bunların ışığında maçtan önce Bülent Uygun'un (Buca Teknik Direktoru) açıklaması maçın seyrini çizdi. Beşiktaş'ı "samanyolu" olarak nitelendiren Uygun, "Beşiktaş’ta yıldız sayısı bir değil, iki değil. Bu yüzden sadece Quaresma’ya, Guti’ye veya Bobo’ya özel önlem almaya kalkarsak, işin içinden çıkamayız. Takım oyunuyla işimizi görmeye çalışacağız" dedi.

BUCASPOR NERDE HATA YAPTI ?

Ben Bülent Uygun'un yine sert ve defansif oynatacağını tahmin ediyorum. Herhalde haddini bilerek oynar diyordum. Sivas'tayken büyük maçlarda iyi oynamaması dikkati çekiyordu. Yine öyle oldu. Yanlış bir taktikle maça çıktı ve kadro seçmiyle, kazanma şansını imkansızlara bıraktı diyebiliriz. 4-2-3-1 gibi bir sistem denedi. Ama forvet arkasındaki 3'lü Hollanda 2010 gibi forvete yakın değil defansa yakın oynadı. Böyle olunca forvet ile bağlantı koptu ve sonuç ortada. Forveti besleyemediler, pozisyon bulamadılar. Birkere orta 3'lüde merkezde Jerko Leko gibi bir ön libero oynatınca atak şansını en aza indirmiş oldu Buca. Musa Aydın, Nitekim ileriyi düşünsede yetmedi. Erkan Taşkıran'ın neden sahada bulunduğu ise muammaydı. Sağ ayağı çok zayıf olan ve sadece tekniği olan bir oyuncuydu. Ne direnci vardı ne bir takım oyunu görebildik ondan.

İşte Buca'nın sistemi

Orta saha ile forvet arasını dolduracak bir oyuncu olsaydı belki pozisyon bulabilirlerdi ama orta saha defansa çok gömüldü. Buda Buca'yı acizleştirdi. Mendy gibi bir kontra adamı ve Sercan gibi bir kontra adamı ile pozisyona girebildiler ancak.



GELELİM BEŞİKTAŞ'A


Beşiktaş, 2 senedir 4-3-3 için didinen Galatasaray'ı izledikten sonra hakkaten ilginç geldi. Galatasaray'ın yapmak istediği herşeyi yaptılar. Orta sahada Necip, Guti, Ernst gibi gidip gelerek oynayarak 3 tane çift yönlü oyuncu ile oyunu çok dengelediler. Quaresma'nın driplinleri Buca'yı çok iyi taciz etti. Nihat'ın Bobo'ya yaklaşarak pozisyonlar yaratması da çok güzel bir taktik beceriydi. Buca'nın katı defansını aşmayı çok iyi becerdiler. Guti gibi Ispanya'nın, belki Avrupa'nın en iyi pasorlerinden birinin gelmesi Beşiktaş orta sahasına çağ atlatmış durumda. Gerçekten doğru pas tercihleri ile Necip'in verimini de arttırdı.

YANLIŞLAR

Quaresma'ya anlamsız bir yük bindirildiğini gördüm. Quaresma daha önce kaç kere frikikten gol bulmuş veya kaç kere üstüste frikikler ile gol aramış daha önce oynadığı takımları bilmiyorum ama bu kadar üstüste frikik kullandırılması abes geldi bana. Galatasaray'da Arda'ya yapılan Beşiktaş'ta Quaresma'ya yapılıyor. Herşeyi Quaresma'ya bağlamak yanlış olur. Üstelik Beşiktaş'ın buna ihtiyacı yok. Galatasaray gibi tek silahı yok elinde.

15 Ağustos 2010 Pazar

Sorun Çok, Nerden Başlasak ? | Sivasspor 2-1 Galatasaray


Galatasaray, sorunların en çok olduğu takım. Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon, Bursa.. bütün takımlarımız sorun yaşıyor ama kimsede bu kadar sorun bir arada değil.. İşte analiz..

Kaleci

Galatasaray'ın kalecileri yan toplarda çok zayıf. 1. kaleci Aykut mu Ufuk mu belli değil. Ama ikiside güven vermiyor. Aykut hep aynı golleri yiyor. Kaleci dediğin lider özellikli olacak. Ama Aykut sus pus kalede bekliyor. Sonuç olarakta geçen sene Leo'dan sonra kaleyi devraldığından beri gol yemediği maç yok

Defans Merkez

Servet ve Neill geçen sene birsürü maçta yan yana oynatıldı. Servet'in yavaşlığı var belki ama güçlü bir oyuncu. Neill o kadar güçlü değil. Formsuz bir Neill, Servet'in her halinden kötü diyebilirim. Neill formda olmayınca hiç çekilmiyor. Yaptığı gereksiz fauller bunu gösterdi zaten.

Defansın Sağı-Solu

Hedefi şampiyonluk olan hiçbir takımda bu kadar yavaş ve hücuma katkısı olmayan bekler kullanılmaz. Hani biri yavaş olur defansif olur ama diğeri muhakkak ileri katkı yapar. Özellikle Ali Turan ne ileri gidebildi, ne geride durabildi. Yaptığı pozisyon hataları gerçekten amatörceydi. Birdaha sağ bek oynamasını önermiyorum diyebilirim.

Orta Saha

Bu klinik vakaları tek tek incelemek istiyorum !
Lorik Cana: Ne için geldi, ne yapıyor, ne yapmak istiyor, ondan ne isteniyor.. Bu soruların hepsini cevapsız bıraktı. Galatasaray'ı 10 kişi oynattı. Ne top istiyor, ne top kapıyor. Hiçbirşey yapmıyor. Marsilya ve Sunderland'deki agresif, savaşçı kimliğinden eser yok. Ön libero diye alınan bir oyuncunun top kapamaması nasıl bir çelişkidir bilinmez.
Mustafa Sarp: Yine kapasitesini aşmaya çalıştı. En azından çabaladı. Galatasaray şu kadro ile devam edecek olsa Ön libero mevkiinde kesinlikle Lorik Cana'Dan önce ismi yazılır kadroya.
Ayhan Akman: Ayhan, mimlenmiş gidiyor. Ne yapsa yaranamıyor. Bilmeyenlere söyliyeyim, Ayhan Sivas maçının en çok pas alan, en çok isabetli pas atan, en çok top kazanan oyuncusuydu. Yaşına rağmen çok çabaladı. Şimdi diyeceksiniz, hep geriye pas veriyor. Ama Arda'ya ve Emre'ye toplam 20'ye yakın pas vermiş. Buda demek oluyor ki ileri de katkı yapmaya çalışıyor.

Kanatlar

Arda Turan: Takımın en çok çabalayanıydı. Yerine Barış'ın girmesi skandal bir karardı. Takımı ileri taşıyan tek adam. Galatasaray takımından Arda'yı çıkarırsanız bu takım küme bile düşebilir. Onun oynaması o kadar farkettiriyor Galatasaray için
Emre Çolak: Forvet arkası adamı sağçizgiye koyarsan saç baş yoldurur. Hele bu adamın sağ ayağı hiç yoksa. Rijkaard ondan Messi etkisi mi bekledi bilinmez ama gerçekten çok harcandı orada. Arkasında Ali Turan gibi destek vermeyen bir adam olunca iyice yıprandı. Bir daha sağ kanatta oynatılmaz futbol hayatı boyunca.

Forvet

Kewell tek forvet oynadı. Gezici olarak oynadı. Ölü takımı zaman zaman canlandırsada etkili olamadı. Halı sahada ağabeyler olur, biraz koşar yorulurlar ama sırf söylenirler. Onlar gibiydi. Geçen senden en az 5 yaş yaşlanmış gibi geldi bana Kewell. Galatasaray'ın vazgeçilmezi olacak bir fizik kapasitesi yok.

Bir Taraftar forumundan güzel bir analiz ile sonlandıralım..

Senin defansın orta göbeğe gelmediği için sorun çıkıyor ve orta saha ile defans arasından inanılmaz bir boşluk oluşuyor. Bu nedenle de orta saha oyuncuları iyice defans içine girmek zorunda kalıyorlar. Defans neden çıkmıyor, çünkü hızlı değiller, hızlı bir forvet araya atılan toplarda çok rahat kaleci ile karşı karşıya kalır. Defans iyice geriye yaslanınca orta sahaya biniyor tüm yük ve herkes orta sahaya küfür ediyor.. Orta saha oyuncuların yetersiz olmasının yanında bu da en büyük bir problem.. Ve defansın kanatları da keza öyle.. Bu sorunu aşamazlarsa hiç bir şey yapamazlar.. Ve görürüz yakında eğer iki tane iyi orta saha gelirse insanlar bu sefer ya defansa ya da gelecek oyunculara küfür edecek..

10 Ağustos 2010 Salı

Türk Futbolunda Bek Sorunsalı


Sağ ve solbeklerin görevi kanattan gelen atakları önlemek ve ileriye katkı yapmak. Bazı sistemlerde daha çok ileri katkı beklenir bazılarında daha defansif tercih edilir. Her iki kategoride Türkiye çok yoksun. Şuanda en iyi sağ bek diyeceğiniz Gökhan Gönül bile tam anlamıyla Avrupa standartlarına yakın değil. Solbekte ise durum daha karışık. Merkez defans ve ön libero oynamaya daha yatkın bir Hakan Balta ile idare ediyoruz..

Avrupa'da kalbürüstü takımlarda oynayan sağbekler Ramos, Maicon, Sagna gibi isimler. Ülkemizde onların yaptığı işi yapabilecek oyuncu maalesef yetişmiyor. Bizde hızlı birini görünce direk atlıyoruz en iyi sağbek diye. Bir araştırma yapmak için arkadaşlarıma sorduğumda Galatasaraylı olanlar Sabri en iyi diyor, Fenerli olanlar Gökhan Gönül diyor, Beşiktaşlılar I.Toraman bizi idare ediyor diyor. Yokluktan kimse ortak bir fikire bile varamıyor.

SABRİ-GÖKHAN

Sabri ve Gökhan'ı baz alalım. Hangisi güzel ortalar açabiliyor ? Galatasaray'ın forveti Milan Baros, Fenerbahçe'nin ki herşeye rağmen Ispanya gol kralı titrine sahip Güiza. Bu bekler kaç tane ortasını bu "yıldız" forvetlerle buluşturabiliyor ? Ben söyliyeyim. İkisine de antremanda 50 tane orta açtırın, 7-8 tanesi isabetli olur sadece. İkiside orta konusunda yeteneksiz. Hani az biraz yetenekleri olsa geliştirebilirler. Ama yetenek gerçekten yok denecek kadar az. Sagna'ya bakın, Ramos'a bakın hatta Albeloa'ya bakın.. Her ortası defansa çarpan veya auta çıkan bir sağbek var mı Avrupada ?

KALİTELİ YABANCI BEK LAZIM

Bu paragrafın başlığı ilginç. Ama ondan daha ilgincini söylemek lazım. Türkiye'ye gelmiş en iyi sağbeklerden biri Ümit Davala'dır heralde. Hakan Ünsal, namıdiğer Küçük Hakan en iyi dönemlerini Ümit ile geçirdi. Ümit ne zaman gitti, Hakan'ın adam geçme ve orta yapması geriledi. Çünkü niye ? Hazırlık için yapılan çiftkalelerde veya top kapma idmanlarında Sağbekler ile solbekler eşleştirilirler. Yani Ümit'ten top kapmak için Hakan çabaladı. Buda performansına yansıdı.
Gökhan Gönül'ün performansına bakın. 2008 Goal en iyi sağbekler listesine girdi. Neden ? Çünkü Roberto Carlos vardı. Çiftkalelerde Carlos engelini aşmalıydı Gökhan. Gökhan çalıştı kendini geliştirdi ve şuankinden çok daha iyi durumdaydı. Carlos gitti, Gökhan'ın rakipleri Vederoson ve Andre Santos kaldı. İki devşirme bek. O zaman ne oldu, Gökhan orta yapamaz oldu, adam geçemez oldu. Oftaş zamanına geri döndü.
Şimdi Türkiye'ye Zambrotta gelse, eminim ki belki fizik olarak burada pek bişey yapamaz ama bek oyuncularının gelişiminde pay sahibi olur. Aksi halde de beklerimizden hiçbirşey olmaz. Sağbekiniz ne kadar kaliteliyse, sol bek o derece kendini geliştirir. Diğer seçenektede aynı durum var.

Bu yazıyı antreman izlemişliğim olduğu ve hafızamın iyi olması nedeniyle yazabildim belkide. Bence bek sorununun çözümü son paragrafta belirttiğim gibi.

Saygılar,
ST

8 Ağustos 2010 Pazar

Legia Maçı Rosicky Performansı


Galatasaray'ın muhtemelen transferi Rosicky zaman zaman sol çizgide oynadı zaman zaman göbeğin solunda oynadı. Legia maçında. İyi paslarıyla dikkat çekerken Türk futbolseverlerin bu karşılaşmada Rosicky'nin ne yaptığını merak ettiğini düşündüm. Video'da birsürü Rosicky pozisyonu var.

Analiz: Rosicky çok haraketli ve pas yeteneği üst düzey. Fizik olarakta hazır gözüküyor. Ayhan-Barış-Mustafa'lı ileri gitmekte zorlanan orta sahaya kesinlikle kademe atlatacaktır. Yalnız Rosicky, Hagi veya Alex gibi tipik bir yıldız değil. Rosicky takım oyununa daha yatkın bir oyuncu. Yani ondan verim almak için yanında yetenekli adamları koymalısınız..

İyi seyirler..

Devler Ligi'ne Tanıdıklar Damga Vurdu

17 yılı devirmiş olan modern futbolun zirve sahnesi Şampiyonlar Ligi'ni en iyi yansıtan yüzler bence teknik direktörler... Büyük futbolcular her daim akılda kalır ama en büyük başarıların mimarları her daim teknik direktörler olmuşlardır. Hocası tartışmalı bir takımın bu düzeyde tutunması imkansızdır, şu ana dek tarihte iki kez üst üste şampiyonluk görmüş bir takım ya da teknik adamın olmaması bu vahşi rekabeti gözler önüne seriyor zaten. Bu 17 yıllık serüvenin teknik patronlara yansıması ise yandaki tabloda görülüyor...

Zirvenin hakimleri tahmin edilebileceği gibi takımlarıyla özdeşleşmiş olan iki kurt hoca: Alex Ferguson ve Arsene Wenger... Şampiyonlar Ligi kurulduğundan beri Manchester United'ın başında olan Alex Ferguson'un tam 163 maça çıkmış olmasına söyleyecek söz yok zaten, inanılmaz. Cantona'lı ilk jenerasyonu Şampiyonlar Ligi dışında bırakan Galatasaray'a da pay çıkarmayı unutmayarak bu yazıya da sarı kırmızı bir anekdot serpiştirmiş olalım. Bu adam ve nesil nesil öğrencileri hep burada ve onun yerinden edebilecek birisi yok. Ha, sınıfın düzenli talebesi Ryan Giggs var özel olarak ama onu da asistan hocadan saymak gerek artık...

Koyulaştırarak işaretlediklerim ise Türkiye'de görev alan hocalar. Del Bosque, Rijkaard, Lucescu ve Hiddink arasında sadece Lucescu'nun bir Türk takımıyla Şampiyonlar Ligi mücadelesi verdiğini atlamamak gerekiyor. Lucescu, Galatasaray'la 26 maçta 36 puan toplamıştı. 12.sıradaki Frank Rijkaard hakkında ise bir farklı not daha var ki çıktığı maç sayısının iki puanını geçebilen iki hocadan birisi kendisi. Takımıyla maç başına 2,073 puan alan Rijkaard'ı 2 ortalamalı Louis van Gaal takip ediyor.

Bu tip listelerin yeterliliği ya da gerçekle paralelliği her daim soru işareti olmuştur. Bu açıdan verilerin de güdük kalmaması adına ilk 10'da yer alan hocaların şampiyonluk ve final sayılarını da listeledim. Daha ilk bakışta sırıtan Arsene Wenger'in bu 10 hocadan şampiyonluk görmemiş tek teknik adam olduğunu hemen anlayabiliyoruz. Bence Wenger'i bu noktadan yermek yersiz zira Arsenal'i buralara kadar taşıyan da onun istikrarlı ve düzenli performansı. Onun elinin altında hiçbir zaman devasa bütçeler olmadı ve uzun süredir kulübün yapılanmasına doğrudan katkıda bulunmaya devam ediyor.

Onun dışında beş hocanın ikişer şampiyonluk kopardığını görüyoruz: Ferguson, Hitzfeld, Ancelotti, Mourinho ve Del Bosque... Bu hocaların en genci Jose Mourinho'nun yaşadığı şampiyonlukları, takım profillerine bakarak yorumlarsak daha 'değerli' görmek mümkün ki 2010 yılındaki futbol trendini belirleyen adam olduğunu söylemek de yalan olmayacak. Ferguson ve Hitzfeld üstadlara da selam çakarak ufak çaptaki araştırmamıza son verelim.

* Alex Ferguson: 2 Şampiyonluk (1999,2008- M.United), 1 Final (2009- M.United)
* Arsene Wenger: 1 Final (2006- Arsenal)
* Ottmar Hitzfeld: 2 Şampiyonluk (1997-Dortmund, 2001-Bayern), 1 Final (1999- Bayern)
* Carlo Ancelotti: 2 Şampiyonluk (2003,2007- Milan), 1 Final (2005- Milan)
* Louis van Gaal: 1 Şampiyonluk (1995-Ajax), 2 Final (1996-Ajax, 2010-Bayern)
* Rafael Benitez: 1 Şampiyonluk (2005- Liverpool), 1 Final (2007- Liverpool)
* Fabio Capello: 1 Şampiyonluk (1994-Milan), 2 Final (1993,1995-Milan)
* Marcello Lippi: 1 Şampiyonluk (1996-Juventus), 2 Final (1997,1998)
* Jose Mourinho: 2 Şampiyonluk (2004-Porto, 2010-Inter)
* Vicente del Bosque: 2 Şampiyonluk (2000,2002- Real Madrid)



*Tablodaki veriler için Kaissea forumundan faydalanıldı...

Alıntı

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Boyundan Büyük İşler | Trabzon 3-0 Bursaspor


Bursaspor, Sivas örneğinden feyz almamış olacak ki sezonun ilk resmi maçına boyundan büyük işlere kalkışmaya çalışarak başladı. Oyunculardaki hava ve "biz olduk" mesajları görülmeye değerdi.

BURSASPOR-TRABZONSPOR: 0-3
STAT: Olimpiyat
HAKEMLER: Kuddusi Müftüoğlu, B. Tuncay Akkın, Nihat Mızrak

BURSASPOR: Ivankov, Ali Tandoğan, Ömer, İbrahim(Dk. 75 Serdar Aziz), Vederson, Krita (Dk.46 Bekir Ozan Has), Ozan İpek, Volkan, Ergiç, Batalla(Dk. 63 Sercan), Turgay
TEKNİK DİREKTÖR: Ertuğrul Sağlam

TRABZONSPOR: Onur, Cale, Glowacki, Egemen, Serkan, Selçuk, Ceyhun, Colman, Burak (Dk. 66 Yattara), Alanzinho(Dk 78 Barış Ataş), Teofilo(Dk. 90+3 Giray)
TEKNİK DİREKTÖR: Şenol Güneş

SARI KARTLAR: Dk. 38 Krita, Dk. 67 Volkan (Bursaspor), Dk. 5 Cale, Dk. 17 Egemen, Dk. 33 Selçuk (Trabzonspor)
GOL: Dk. 55, Dk. 62, Dk. 71 Teofilo


Analiz

Bursaspor süpriz yaptı ve geçen seneki gayet güzel yürüyen şablonunu bozdu. Daha çok yaratıcılık gerektirecek 4-4-1-1' dönmüş gözüktü. Batalla, Volkan ve Ozan ileriye destek vermeye çalıştı. Olduğu kadar. Trabzon basit oynadı. Bildiğini oynadı. 4-1-2-2-1 oynadı. Kanatlar sık sık içeri girerek rakibin dengesini bozdu. Colman, Ceyhun, Selçuk ileri geri gide gele oynadı ve Bursa'yı yordu.
Bursa'lı oyuncular daha fazla koşmaları gereken bir taktikle oynayıp, "daha az koşsakta olur" havasında maça çıktı. Böylece büyük açıklar verdi. Trabzon'un golleri her ne kadar organizasyon ile gelmesede akılcı gollerdi. Dönen topları Trabzon'un toplaması Bursa'nın bütün etkinliğini bitirdi..
Bursa bu şımarıklığı bırakıp 4-4-2'ye dönüp eskisi kadar istekli olmassa eğer, Sivas'ın yaşadığı düşüşü yaşaması kuvvetle muhtemel. Sanıyorum bu kısır Bursa'dan kimse ümitli değildir..

Hiddink'in Planları | Türkiye - Romanya


Hiddink'in Romanya maçı kadrosunun, kafasında nasıl bir diziliş ve sistem olduğunu az çok açıklıyor. Detayların arasında geleceğe dair planlar yatıyor, bunu görebiliyoruz. Maç 11 Ağustos'ta bu arada.

Kadro


KALECİLER: Volkan (Fenerbahçe), Hakan (Beşiktaş), Onur (Trabzonspor)

SAVUNMA OYUNCULARI: G.Gönül (Fenerbahçe), Sabri, Gökhan Zan, Servet, Hakan (Galatasaray), İsmail (Beşiktaş), İ.Kaş (Getafe)

ORTA SAHA OYUNCULARI: Aurelio (R. Betis), Selçuk, Emre, Kazım (Fenerbahçe), Nuri (Dortmund), Hamit (Bayern), Arda (G.Saray), Ozan İpek (Bursaspor)

HÜCUM OYUNCULARI: Mevlüt (PSG), Halil (E.Frankfurt) Tuncay (Stoke), Sercan (Bursaspor), Nihat(Beşiktaş)


Kadro Analizi

Bu kadronun anlamı şu; Orta sahada Ayağından doğru düzgün pas çıkmayan oyuncuyu oynatmam diyor kısacası Hiddink. Defansı sağlam ve havadan etkili oyunculardan tercih etmiş. Bekler hızlı ve gidip gelebilen cinsten. Forvetlerde ise 3 hızlı 2 güçlü oyuncu tercih edilmiş. Ama genelde hep sabit oynamayan ve gezen oyunculardan seçilmiş ileri uç. Buda çift forvetin sinyali olabilir. Veya 4-5-1'in kanatlarını Sercan,Tuncay gibi içeri giren isimlerden kurabilir.

MEHMET TOPAL'IN OLMAYIŞI

Mehmet Topal'ın olmayışı Hiddink'in fazla kesici kullanmayacağının göstergesi. Kesici olarak birtek Aurelio kendine yer bulmuş ki oda bıraktığımızda (Betis küme düşene kadar) iyi pas verebilen bir oyuncuydu. Mehmet Topal paslarda çok hata ve panik yapan bir oyuncuydu. Bu nedenle Hiddink onu düşünmemiş olabilir. Hiddink daha fazla oyunu 2 yönlü oynayabilecek oyuncular seçmiş. Dengeli bir orta saha istemiş. Takımda ne tam bir 10 numara var nede tipik bir kesici (ön libero) var. Benim göbekte favori ikilim Nuri-Emre veya Hamit-Emre.

Alternatif Dizilişlerim

1-) 4-4-2: Muhtemelen 4-4-2 tercih edilecektir. Hamit sağ kanat, Arda sol kanat göbekte Nuri-Emre olabilir yada Kazım oynar Hamit göbeğe gelir. Oyuncuları boş kalmasın diye doldurdum zaten üzerinde fazla durmadım



2-) 4-5-1/4-3-3: İkinci bu kadroya en uygun diziliş ise 4-5-1'den bozma 4-3-3. Yani 4-3-3'ün son 3'lüsünün kanada yakın olanları biraz daha ileri-geri koşular yaparak oynayacaklar. Arda bu sisteme alışık. Tuncay'da bu sistemde çok iyi işler. Sercan'da kanatlara yanaşıp arkadaşlarını pozisyona sokabilir.



3-) 4-2-3-1 (Derin): Derin diye not düşmemin sebebi 2'linin daha defansif oluşu ve ataklara fazla katılmayacak olması. Bu taktikte forvet arkası 3'lü devamlı değişerek pozisyon arayabilirler. Nihat-Arda-Tuncay veya Nihat yerine Kazım ve Ozan bu sisteme uyacaktır.


Soccertactic.blogspot.com
Kullanacaksanız da kaynak gösterin lütfen

6 Ağustos 2010 Cuma

Rakiplerimiz | Avrupa Ligi PlayOff

Avrupa Ligi'nde kuralar çekildi. Bence iki takım kolay, biri zor diğeri ise çok zor kurada. Bence Avrupa Ligi gruplarına 4 takımımızdan 2'si girebilecek. Ama futbolda hiçbirşey belli değil. Bekleyip göreceğiz. En güçsüzden, güçlüye rakiplerimizi inceleyelim.

Helsinki - Beşiktaş

Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi play-off turunda rakibi olan Finlandiya'nın HJK Helsinki takımı, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Sırbistan'ın Partizan takımına elenerek, UEFA Avrupa Ligi'nde siyah-beyazlı takımın rakibi oldu.

Geçen sezonu şampiyon olarak tamamlayan ve Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etme hakkı kazanan Fin takımı, 2. ön eleme turunda Litvanya'nın FK Ekranas takımıyla eşleşti. Rakibine deplasmanda 1-0 mağlup olan HJK Helsinki, kendi sahasındaki karşılaşmayı 2-0 kazanarak adını 3. ön eleme turuna yazdırdı. Bu turda Sırbistan'ın Partizan takımının rakibi olan Finlandiya'nın temsilcisi, rakibi karşısında iki maçta da tutunamadı. İlk maçta deplasmanda Partizan'a 3-0 yenilen HJK Helsinki, kendi sahasındaki karşılaşmadan da 2-1 mağlup ayrılarak Şampiyonlar Ligi'ne vade etti ve UEFA Avrupa Ligi'nde yoluna devam etme durumuyla karşı karşıya geldi.

FİNLANDİYA'NIN EN ÖNEMLİ TAKIMI
Bugünkü kura çekimi sonrası Beşiktaş'ın rakibi olan HJK Helsinki, ülkesinin en önemli takımı olarak dikkat çekiyor. Geçen sezon şampiyon olan ve bu sezon da 14 takımlı liginde 11 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgi sonrası topladığı 36 puanla lider durumda bulunan HJK Helsinki, maçlarını 10 bin 77kişilik Finnair Stadı'nda oynuyor. 1907 yılında kurulan ve mavi-beyaz formayla mücadele eden Finlandiya temsilcisi, ülkesinin en büyük ve en zengin takımı olma özelliğini taşıyor.Kendi liginde 22 kez şampiyonluğa ulaşan mavi-beyazlılar, 10 kez Finlandiya Kupası'nı, 4 kez de Finlandiya Lig Kupası'nı kazanma başarısı gösterdi.

BEŞİKTAŞ'IN İKİNCİ KEZ RAKİBİ OLDU
HJK Helsinki, UEFA Avrupa Ligi 3. ön elemede eşleştiği Beşiktaş'a ikinci kez rakip oldu. 1994-95 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda Beşiktaş, Finlandiya temsilcisi ile eşleşti. Rakibini ilk maçta 2-0 yenen siyah-beyazlı takım, rövanş mücadelesinden ise 1-1 berabere ayrılarak tur atlama başarısı gösterdi.

KADRO
Teknik direktörlüğünü Finlandiyalı Antti Muurinen'in yaptığı HJK Helsinki takımında 1'er Sierra Leoneli, Güney Afrikalı, Gambialı, Brezilyalı, İsveçli ve Hollandalı futbolcu bulunuyor.

Beşiktaş'ın yeni rakibinin kadrosunda şu oyuncular bulunuyor:
Kaleciler: Ville Wallen, Jani Viander, Tomas Karike
Savunma: Tuomas Kansikas, Peter Magnusson (İsveç), Rafinha (Brezilya), Mathias Lindström, Pyry Karkkainen, Juhani Ojala, Aki Riihilahti, Valtteri Moren, Mikko Sumusalo
Orta Saha: Mohamed Kamara (Sierra Leone), Cheyne Fowler (Güney Afrika), Janne Saarinen, Sebastian Sorsa, Erfan Zeneli, Johannes Westö, Alexander Ring, David Ramandingaye
Forvet: Juho Makela, Jarno Parikka, Dawda Bah (Gambiya), Daniel Hoesen (Hollanda), Akseli Pelvas

Karpaty - Galatasaray

Galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi play-off turundaki rakibi Karpaty Lviv, genç oyuncularıyla dikkat çeken bir takım. Karpaty Lviv, geçtiğimiz sezon Ukrayna ligi'ni beşinci sırada tamamlamıştı.

Belaruslu teknik direktör Oleg Kononov'un çalıştırdığı Karpaty Lviv, geçen sezon büyük bir sürprize imza atarak Ukrayna ligi'ni beşinci sırada tamamlamıştı. 2006 yılında ukrayna Premier ligi'ne yükselen yeşil-beyazlı takım, Ukrayna'nın en başarılı futbolcu yetiştirme akademilerinden birine sahip. Karpaty'nin rezerv takımı, Shakhtar ve Dinamo gibi ciddi rakipleri arkasında bırakarak şampiyonluğa ulaştı. Altyapısından geçen sezon Barcelona'da oynayan Dmytro Chygrynskiy'yi yetiştiren Karpaty, genç oyuncularıyla dikkat çekiyor.

Yeşil aslanlar olarak tanınan Karpaty'nin en etkili oyuncusu Brezilyalı forvet William Batista. 4-3-3 taktiğiyle oynayan yeşil-beyazlı ekipte, Ukrayna milli takımı kadrosunda zaman zaman kendine yer bulan dört isim yer alıyor. Shakhtar'dan kiralık olarak alınan Artem Fedetskiy'nin yanı sıra, orta saha oyuncusu Ihor Khudobyak ve Ihor Oshchypko da milli takım'da forma giyiyor.

lviv şehrinin takımı olan Karpaty, maçlarını 28 bin kişilik Ukrayna stadı'nda oynuyor. Karpaty Lviv, dört haftası geride kalan Ukrayna Premier ligi'nde dört maçta topladığı beş puanla yedinci sırada yer alıyor.

PAOK - Fenerbahçe

Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi play-off turunda eşleştiği Yunanistan'ın PAOK takımı da sarı-lacivertli ekip gibi UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunu geçemeyerek UEFA Avrupa Ligi'ne geldi.

Yunan temsilcisi 3. ön eleme turunda Hollanda'nın Ajax takımı karşısında aldığı 1-1 ve 3-3'lük beraberliklerin ardından "Devler Ligi"nden elendi ve yoluna UEFA Avrupa Ligi'nde devam dedi. Geçen sezon Yunanistan Süper Ligi'ni 2. sırada tamamlayarak Avrupa kupaları mücadelesine UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön elemesinden başlayan Selanik temsilcisi, Yunanistan liginin önemli takımlarından birisi. Yunan teknik direktör Pavlos Dermitzakis'in çalıştırdığı PAOK, Avrupa arenasında çıktığı 92 maçta, 32 galibiyet ve 27 beraberlik alıp, 33 kez yenildi.

Yunanistan'ın en ateşli taraftar gruplarından birisine sahip olan PAOK, maçlarını 28 bin 700 kapasiteli Toumba Stadı'nda oynuyor.

KADRO

Yunan ekibin kadrosunda şu futbolcular bulunuyor:
Kaleciler: Kresic, Glykos, Chalkias
Savunma: Boussaidi, Cirillo, Malezas, Contreras, Sznaucner, Savini, Zuela
Orta saha: Garcia, Vitolo, Sorlin, Fotakis, Koutsianikoulis, Ivic
Forvet: Salpingidis, Muslimovic, Sakis Papazoglou, Vieirinha, Filomeno, Athanasiadis

Bu arada, Avrupa kupaları mücadelesine ilk kez bir Türk takımı, Yunan temsilcisi PAOK ile eşleşti.

Liverpool - Trabzonspor

Sadece İngiltere değil dünyanın önde gelen futbol kulüplerinden olan ve köklü geçmişiyle göz kamaştıran Liverpool, UEFA Avrupa Ligi playoff turunda Trabzonspor'un rakibi oldu. Bordo Mavilililer ilk maçı deplasmanda, rövanşı ise Avni Aker Stadı'nda oynayacak. UEFA Avrupa Ligi playoff turu maçları 19-26 Ağustos tarihlerinde oynanacak.
Geçtiğimiz sezonu yedinci sırada tamamlayan Liverpool, UEFA Avrupa Ligi 3. Ön Eleme turunda Makedonya'nın Rabotnicki takımını her iki maçta da 2-0'lık skorlarla yenerek playoff turuna kalmıştı.

Liverpool'un kadrosuna bakıldığında Steven Gerrard, Fernando Torres ve Dirk Kuyt gibi yıldızların varlığı dikkat çekiyor. Yeni transferlerden Joe Cole ve Sırp golcü Milan Jovanovic ile güçlenen takımda ayrıca Maxi Rodriguez ve Javier Mascherano gibi as isimler de bulunuyor.

Maçlarını 45.000 kişilik Anfield Road Stadı'nda oynayan Liverpool, ateşli seyircisiyle özellikle iç saha maçlarında çok etkili olabiliyor.

Trabzonspor ve Liverpool geçmişte de karşı karşıya gelmişlerdi. 1976-1977 Sezonu Şampiyon Kulüpler Kupası 2. Turunda eşleşen iki takımın kapışmasında Trabzonspor sahasında Liverpool'u 1-0 yenmesine rağmen deplasmanda aldığı 3-0'lık yenilgiyle elenmişti.

Yıldız Forvet Şart mı ?


Herkes tutturmuş Galatasaray yıldız bir forvet almalı diye. Makukula'nın gol kralı olduğu bir ligden bahsediyoruz. Bence yıldız şart değil. Nonda ayarında güçlü bir oyuncu alınması halinde Galatasaray'da gol krallığına oynayacaktır. Neye dayanarak söyledim bunu ?

Geçen sezon ki istatistiklere bakalım. Arda Turan: 47 maç 11 gol 11 assist, Kewell: 20 maç 14 gol 5 assist, Rosicky: 33 maç 3 gol 5 asist. Toplam 28 gol 21 asist yapmış bu 3 oyuncu. Yani geçen sezonu büyük oranda forvetsiz geçiren Arsenal ve Galatasaray'da bu başarıyı göstermişler. Eğer Galatasaray, fizik olarak güçlü birini alırsa bana göre hiç sıkıntı çekmez. Bahsedildiği gibi Huntelaar gibi Baptista pahalı adamlara gerek yok. Galatasaray Altidore'yi kiralık alması veya Utaka ile anlaşması yeterli olacak diyorum. Arkada bu kadar besleyen oyuncular varken sırtı yere gelmez Galatasaray'ın. Ama muhakkak forvette oynayabilen bir oyuncu alınmalı. En kötü bir Türk alınmalı.

SoccerTactic

Schuster Doğruları | Beşiktaş 3-0 Plezen


Turun ilk maçının ardından Schuster Yanlışları adında bir yazı yazmış, Schuster'in elindeki kadroya göre futbol oynatmadığını ve orta sahayı boş bıraktığını belirtmiştim. Orta sahanın sırf Ernst ile toparlanmayacağını belirtmiş, bir orta saha veya forvetten feragat edip Ernst'e yardımcı birinin oynaması gerektiğini söylemiştim. Bu eski yazıma istinaden bu seferkinin adını "Schuster Doğruları" koydum.

"Beşiktaş'ın ilk yarı gol yememesi gerekiyor. Plezen takımının gücü 50 dk sürüyor. İlk yarı Plezen baskısını püskürtürsek ikinci yarı avantajımızı da kullanıp goller atıp maçı koparabiliriz. Kartalın öncelikle sakin olması ve Plezen'i yorması gerekiyor. Bunun için geçen seferki kadro değilde daha emniyetli bir diziliş gerekiyor." Bu alıntı biraz aşağıdaki maç önü yazısına ait.
Beşiktaş bugün aynen dediğimi yaptı. Bir ofansif oyuncudan vazgeçip, Necip'i Ernst'e destekçi olarak orta sahaya sürdü. Böylece Beşiktaş orta sahası güçlendi ve sağlamlaştı. Gerinin sağlamlaşması ile Beşiktaş daha destekli saldırdı, daha emniyetli saldırdı ve dönen topları topladı. Bu nedenle Beşiktaş için kolay oldu. Rakibinin kartlar görmesi biraz işi kolaylaştırsada yine dediğim gibi 2. yarı attığımız goller ile maçı koparmasını bildi BJK. Plezen'in dirençli bir takım olduğunu ve ilkyarı direneceğini söylemiştim. 10 kişi kalmalarıyla direnme güçleri zayıfladı ve ilk maçtaki kadar bile direnemediler. Zaten Plezen'nin hastalığı olan 2. yarı çökme durumu başgösterdi ve kolay bir maç oldu.

Galatasaray "Kanat"landı | OFK 0-1 Galatasaray


Galatasaray'ın gollerini analiz etmekle başlayalım işe. İlk gol kornerden gelen top ile kafa vuruşu, 2. gol Mustafa'nın arapasında Kewell'in boş kalması, üçüncü gol Kewell'in soldan içeri girmesiyle kazanılan penaltı, dördüncü gol Sabri'nin kanattan ortası ile Arda'nın şık aşırtması ve son gol Pino'nun ortasında Mehmet Batdal'ın yarıvolesi. Yani gollerin biri dışında hepsi kanatla ilişkili goller. Maç önü yazısında belirtmiştim kanatların önemini bu sistem için.

Ne demişim maç öncesi: "Eğer kanatlar iyi çalışırsa bugün rahat bir galibiyet alır Galatasaray. Sanıyorum gollerden en az birini Serdar veya Arda atacaktır." (MAÇ ÖNÜ) Dediğim oldu diyebiliriz. Galatasaray attığı 5 golün 4'ünü kanattan gelen toplarda buldu. Derin topların öneminide belirtmiştim. Diğer golde derin topla geldi. Belki rakip güçlü olsa bu kadar gol atılamazdı ama Galatasaray pas tercihlerini doğru yaptı. 5 tane başarılı orta var, 2'si gol oldu. Pino, Sabri ve Arda kanattan etkili aksiyonlar gerçekleştirdi. Kewell'in da her iki kanada yakınlaşıp içeriye sokulması çok doğru bir hamleydi. Galatasaray bu oyununa Ayhan yerine ileriye daha katkı yapan bir oyuncu ile süsler ise bu sene daha başarılı olacaktır. Tabii Mustafa, Ayhan ve Cana'nın aynı anda oynaması gereksiz bir önlemdi. Mustafa'nın sorumluluk almaması durumunda bu orta saha bocalar. Mustafa Sarp eğer sorumluluk alıp hem geri hem ileri katkı yapmasa, Galatasaray üretkenliğini yitirirdi.

İşin öteki yüzüne bakalım birde, yani defansif yüzüne. Galatasaray defansta gereksiz işler yapıyor. Bekler ceza sahası çevresinde çalım atmaya çalışıyor. Ayhan'ın ve Cana'nın gerekeni yapıp, beklerden top istememesi nedeniyle ileri çıkışlarda sorun yaşıyor Galatasaray. Ayhan ve Cana top beklere geldiği zaman top alıp oyunu rahatlatmalı. Galatasaray baskıdan gelen top kaybı ile pozisyon verdi bugün. Birde uzaktan şut yeteneği olan bir takım olsa Galatasaray'ın işi çok zordu. Orta alanda o kadar defansif adam olmasına rağmen çok rahat şut açısı bıraktılar...

5 Ağustos 2010 Perşembe

OFK - Galatasaray Maç Önü


Galatasaray, 2010-11 sezonunun ilk kritik sınavına Belgrad'ta çıkıyor. Sarı kırmızılılar, Avrupa Ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında OFK'ya konuk oluyor. Temsilcimiz, 2-2'lik ilk maçta kaybettiği avantajı geri almayı hedefliyor.

İşte Galatasaray'ın Dizilişi

Hızlı ve çalım atan kanatlar kullanılmış. Orta saha merkezi çok defansif gözüktü. En azından açık vermemeyi planlamış Rijkaard. Kewell'in bol bol kanatlara gelip Arda ve Serdar'ı pozisyona sokmaya çalışacağını düşünüyorum. Lucas Neill'de orta sahaya kadar top taşıyarak derin toplarda Serdar ve Arda'yı düşünecektir. Eğer kanatlar iyi çalışırsa bugün rahat bir galibiyet alır Galatasaray. Sanıyorum gollerden en az birini Serdar veya Arda atacaktır.

OFK-GALATASARAY

STAT: Omladinski
SAAT: 18.00
HAKEM: Daniel Stalhammar

OFK: Saranov, Mijatovic, Nikolic, Rodic, Kecojevic, Petkovic, Triunovic, Krstic, Markovic, Simic, Milic
TEKNİK DİREKTÖR:Dejan Djurdjevic

GALATASARAY: Aykut, Sabri, Neill, Servet, Hakan, Ayhan, Cana, Mustafa Sarp, Arda, Serdar Özkan,Kewell
TEKNİK DİREKTÖR: Frank Rijkaard

Maç Sonu yine buradayız

Beşiktaş - Plezen Maç Önü


Avrupa Ligi'ndeki temsilcilerimizden Beşiktaş, 3. ön eleme turu rövanş maçında Çek ekibi Viktoria Plzen'i konuk ediyor. Siyah beyazlıların tek hedefi alacağı sonuçla, ilk maçtaki kötü futbolu unutturup adını play off'a yazdırmak.

Çek Cumhuriyeti'ndeki mücadelede rakibine çok pozisyon verip 1-1'lik beraberlikle dönen Beşiktaş, yıldızlarla süslediği kadrosuyla İnönü'de taraftarlarına iyi futbol ve farklı bir sonuç almayı hedefliyor. Siyah beyazlılarda en büyük eksik idmanda ağır bir sakatlık geçiren Sivok. Çek yıldızın yerine Toraman'ın forma giymesi bekleniyor. İnönü’deki karşılaşma 1-1’lik beraberlikle tamamlanırsa karşılaşma uzayacak. Beşiktaş her türlü galibiyette ve golsüz beraberlikte turu geçen taraf olacak. 2-2 ya da daha gollü eşitlik veya Plzen galibiyeti halinde Siyah-Beyazlılar, Avrupa Ligi’ne havlu atacak.

BEŞİKTAŞ-PLZEN

STAT: İnönü
SAAT: 21.00
HAKEM: Jerome Efong Nzolo, Joel Bruyn, Michael Gerard (Belçika)

BEŞİKTAŞ: Hakan, Ekrem, İbrahim T., Zapotocny, İbrahim Ü., Ernst, Holosko, Delgado, Nihat, Quaresma, Bobo
TEKNİK DİREKTÖR: Bernd Schuster

PLZEN: Krbecek, Rajtoral, Navratil, Bystron, Limbersky, Horvath, Rada, Jiracek, Petrzela, Kolar, Rezek
TEKNİK DİREKTÖR: Pavel Vrba


Analiz

Beşiktaş'ın ilk yarı gol yememesi gerekiyor. Plezen takımının gücü 50 dk sürüyor. İlk yarı Plezen baskısını püskürtürsek ikinci yarı avantajımızı da kullanıp goller atıp maçı koparabiliriz. Kartalın öncelikle sakin olması ve Plezen'i yorması gerekiyor. Bunun için geçen seferki kadro değilde daha emniyetli bir diziliş gerekiyor.
En azından Şu Post'ta belirttiğimiz hatalar tekrarlanılmamalı. Yoksa Young Boys karşısındaki Fenerbahçe gibi aciz kalınır

Liderler Takımı Galatasaray


Son Tomas Rosicky ve Cristian Ledesma transferleri ile Galatasaray takımı tamamıyla lider oyunculardan kurulan bir takım haline geldi. Oyuncuların kaptanlık geçmişlerine bakarsak, Galatasaray'ın bu sene tek vücud olup zorluklarla kolaylıkla savaşacağını söyleyebiliriz. Jo, Dos Santos ve Keita gibi sorumluluktan kaçan oyuncular yerine sorumluluk alan savaşçı oyuncular alarak gelecek seneyi garantiye almak istiyorlar.



Arda Turan:
Galatasaray Takım Kaptanı
Lorik Cana: Marsilya ve Sunderland kaptanlığını yaptı. Arnavutluk, 2. kaptanı
Cristian Ledesma: Lecce'de kaptandı, Lazio'da 2. kaptanlık yaptı.
Tomas Rosicky: Çek Cumhuriyeti kaptanlığını yaptı.
Lucas Neill: Avustralya kaptanı, eski WestHam kaptanı
Harry Kewell: Avustralya 2. kaptanı
Servet Çetin: Eski Sivasspor kaptanı
Gökhan Zan: Beşiktaş'ta 2. kaptanlık yaptı
Ayhan Akman: Galatasaray'ın kaptanlığını yaptı
Ali Turan: Eski Kayserispor kaptanı
Çağlar Birinci:
Eski Denizlispor kaptanı
Serdar Özkan: Beşiktaş 3. kaptanı oldu



Soccer Tactic

Mantıklı Transfer Önerileri - Fenerbahçe


Fenerbahçe, Young Boys maçında görüldüğü gibi maçı orta sahada kaybeden bir takım. Cristian gibi özelliksiz ve düz bir oyuncu ile olacak iş olmadığını görmüş olmalılar. Cristian ne çok ısıran bir oyuncu nede pas yeteneği üst düzey bir oyuncu. Cristian öyle bir oyuncu ki 4-5-1 oynandığı zaman yanında 1 tane yaratıcı, 1 tane agresif/defansif oyuncu ile ortasaha merkezini tamamlayacak cinsten bir adam. Bu nedenle Fenerbahçe'ye acilen defansif bir orta saha gerekmekte..


Fotoğrafını gördüğünüz oyuncu Ismael Cheikh Tioté'den başkası değil. Kendisi 24 yaşında, agresif, defansif özellikleri çok iyi olan bir oyuncu. Bu özelliklerinin yanı sıra kazandığı topları doğru kullanabilecek ve zaman zaman hücuma katılabilecek teknik donanıma sahip. Geçen sene Twente ile şampiyonluk yaşamış olması büyük bir avantaj. Kendisi geçen sezon toplam 28 maçta forma giydi. Stoch kadar Tiote'ninde payı var diyebiliriz şampiyonlukta. Tiote Fildişi Sahilleri vatandaşı. Fenerbahçe'nin adı duyulmamış, başarıya aç oyuncu tanımına da kısmen uyuyor.

Pivot Santrafor ve Mehmet Batdal


Pivot yani hedef santraforlar tek forvetli sistemlerin aranan adamlarıdır. en azından sırtı dönük oynayabildiklerinden kalabalık orta sahaya pozisyon hazırlarlar, savunmanın içinde kaybolmazlar. Ileriye atılan her topun stoperler tarafından kontrol edilmesini engellerler ya da stoperleri rahatsız ederler. Bu tanım Hakan Şükür'e en çok uyan tanım belkide. Galatasaray, Mehmet Batdal'dan pivot santrafor oluşturmaya çalışıyor, peki bu mümkün mü ?

Mehmet Batdal, 1.93 boyunda bacakları uzun, yapılı, fiziği inanılmaz iyi bir forvet oyuncusu. Bu özellikler onun pivot olma ihtimalini doğruyor. Ancak Mehmet'in özelliği gücünü kullanıp topları indirmek değil. Mehmet daha çok gezmeyi seven ve teknik bir oyuncu. Nasıl Barcelona, Ibrahimovic'e sürekli havadan top atmıyorsa, Galatasaray'da 2000 yılındaki gibi Mehmet Batdal'ın boyuna güvenip sürekli orta açmamalı.


Kafa tekniği üst düzey bir oyuncu olmayan Mehmet Batdal, boşluk yaratmaktansa, kendi boşlukları zorlamayı seven bir oyuncu. Kanada gelmeyi seven, rakip stoperlerin arasında durup hazırlık paslarını kesmeye çalışan bir oyuncu. Galatasaray 4-4-2 oynamadığı takdirde Mehmet'ten pivot olarak yararlanmamalı. Eğer yanında Baros gibi biri olmazsa Mehmet pivot görevinde bocalar. O yüzden yerden oynamalı Galatasaray. Mehmet'in boyuna rağmen.

Mesela Belgrad maçında 5 şut çekmiş Mehmet Batdal. Böylesine zayıf bir ekip karşısında hiçbirinden gol çıkmadı. Yarısından fazlası kafa ileydi bu şutların. Yani Mehmet'e yandan top şişirmek değilde önüne top yuvarlamak gerekiyor.

Gelgidersin'den alıntı, Mehmet'in OFK maçı performansı

Fenerbahçe - Young Boys 0-1


Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda deplasmanda 2-2 berabere kaldığı maçın rövanşına çıkan Fenerbahçe, sahadan 1-0 mağlup ayrılarak Devler Ligi'ne veda etti. Sarı Kanarya, Avrupa macerasına UEFA Avrupa Ligi play-off turundan devam edecek.

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Bekir(Gökhan Gönül dk. 46), Bilica, İlhan, Andre Santos, Dia(Semih dk. 81), Cristian, Emre, Stoch, Alex (Selçuk dk. 46), Gökhan Ünal.

YEDEKLER: Mert, Önder, Caner, Deivid, Semih
TEKNİK DİREKTÖR: Aykut Kocaman

YOUNG BOYS: Wölfli, Dudar, Sutter, Costanzo(Hochstrasser dk. 62), Doubai(Raimondi dk. 70), Bienvenu, Spycher, Lulic(Christian Schneuwly dk. 78), Affolter, Degen, Jemal.
YEDEKLER: Bürki, Marco Schneuwly, Regazzoni, Mayuka
TEKNİK DİREKTÖR: Vladimir Petkovi?

GOL: Bienvenu (dk. 40) (Young Boys)
KIRMIZI KART: Stoch (dk. 53) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Bekir, Stoch, Bilica, Emre (Fenerbahçe), Jemal, Affolter, Hochstrasser, Degen (Young Boys)

23. dakikada ceza sahası dışı sol çaprazında rakibinden kurtulan Costanzo’nun uzak köşeye yaptığı vuruşu Volkan yatarak kontrol etti.

25. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına giren Degen’in vuruşunda Volkan topun sahibi oldu.

27. dakikada Cristian’in ceza sahası dışından yaptığı sert vuruşta top farklı şekilde üstten auta gitti.

29. dakikada Lulic’in pasında sağ çaprazda topla buluşan Doubai’nin vuruşunu kaleci Volkan yatarak kornere çeldi.

33. dakikada ceza sahası sağ çaprazında topla buluşan Degen’in vuruşunda Volkan parmaklarının ucuyla topu kornere çeldi.

40. dakikada Fenerbahçe savunması bir anlık duraklayınca, ceza sahası sol köşesine atılan pası önüne alan Bienvenu, uzak köşeden topu ağlara gönderdi; 0-1.

45. dakikada Emre’nin derin pasıyla ceza sahası içi sol çaprazında topla buluşan Dia, bomboş pozisyonda vurmak yerine pas atmayı deneyince kaleci Wölfli meşin yuvarlağı kontrol etti.

İKİNCİ YARI

48. dakikada Emre’nin sağdan kullandığı serbest vuruşta kaleci Wölfli’nin çift yumrukla uzaklaştırmak istediği topa Bilica ceza yayı içinde gelişine vurdu, meşin yuvarlak üstten auta çıktı.

53. dakikada sarı kartı olan Stoch ceza sahası içinde yerde kalınca Rus hakem kendisini aldattığı gerekçesiyle Stoch’u ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışına gönderdi.

61. dakikada şık çalımlarla ceza sahasına giren Emre’nin, penaltı noktası gerisinden sağ ayağıyla yaptığı vuruş kalecide kaldı.

75. dakikada Selçuk’un ceza sahası dışından sol ayağıyla yaptığı vuruşta top yandan auta çıktı.

82. dakikada Gökhan Gönül’ün sağdan ortasında Semih’in ceza sahası içinde yaptığı kafa vuruşu az farkla yandan auta çıktı.

90+1’de Emre’nin pasında Selçuk bekletmeden sağdan bindiren Semih’in önüne gönderdiği topa Semih sert vurdu, kaleci Wölfli gole izin vermedi.


Teknik Analiz
: Soccer Tactic

  • Fenerbahçe'deki Alex saltanatına bir son verilmesi zamanı geldi diyebilirim. Alex akıllı ve son derece kişilikli bir oyuncu olmasına rağmen fizik olarak çok zayıf ve takımı zayıflatıyor. Dünya üzerinde kalan son klasik 10 numaralardan olan Alex gerçekten Fenerbahçe'ye her geçen gün zarar veren bir virüs gibi.
  • Defans derseniz zaten felaket. Suleyman Youla, Javier Saviola, Jaycee Okuwanne, Aghahowa.. Hızı yerinde olan herangi bir forvet bu defansı tek başına dağıtabiliyor. Arkalarına da akıllı ve teknik bir adam koyun. Fenerbahçe'yi yıkma formulü neredeyse buna dönmüş durumda. Fenerbahçe atak yapmaya çalıştığı anlarda geride kapatılması zor boşluklar bırakıyor. Savunmalar anlaşamıyor, bekler ters kademeye giremiyorlar.
  • Orta sahada Cristian çok düz bir oyuncu. Düz oyuncular her takımda olabilir ama bu orta saha da top kapabilen bir adam yoksa göze batar. Hani Mascherano'nun yanında oynasa Cristian belki bu kadar göze batmaz. Ama defansif özellikleri kısıtlı bir Emre ve yarı saha gerisine gelmeyen bir Alex ile oynayınca hiçbir işe yaramıyor. Fenerbahçe derhal dinamik, hızlı ve top kapma konusunda yetenekli bir defansif orta saha almalı. Çünkü Cristian defansif orta saha değil ! Başka birşey. Sistemde yeri olmayan bir oyuncu.
  • Forvet pozisyona girmede zorlanmıyor ama son vuruşlarda kötü. Gökhan Ünal ve Dia çok zorladılar ama şanssızdılar. Yine en çok çabalayan onlardı herşeye rağmen. Ama Niang tarzı güçlü bir forvet alınması şart.
  • Fenerbahçe'de çok yanlış, çok eksik var. Disiplinsizliğe de değinmek lazım. Hani Aykut Kocaman hoca'nın elinde süper bir plan olmuş olsa (diyelim ki) bile bunu 10 kişi ile uygulaması çok zor. Her maçı eksik bitirmek çok büyük bir disiplinsizlik örneğidir.

İşte Fenerbahçe'nin dizilişi


4 Ağustos 2010 Çarşamba

Rosicky & Ledesma ve Katacakları


Bugün güvenilir portallarda ve twitter'daki birçok saygın isimden Rosicky ve Ledesma ile Galatasaray'ın kesin olarak anlaştığı belirtildi. Bizde bu bilgiler ışığında bu iki oyuncunun Galatasaray'a katacaklarını yazalım dedik. Öncelikle kimdir bu oyuncular ?

Tomas Rosicky (Ofansif Orta saha ve Sol Kanat)

Tomas Rosicky, İngiltere Premier League takımlarından Arsenal ve Çek Cumhuriyeti Milli Futbol Takımı'nda forma giyiyor.

Dünyanın en iyi orta saha oyuncuları arasında gösterilen Rosicky, 2006/2007 sezonundan beri İngiltere'nin Arsenal takımında forma giyiyor.

Hücuma dönük orta saha futbolcusu olarak tercih edilen Rosicky, sol kanatta da forma giyiyor. Arsenal döneminde sık sakatlık geçiren Rosicky, 44 maçta forma giyip 9 gol attı ve 5 asist yaptı.

Çek Cumhuriyeti Milli Futbol Takımı'nında formasını giyen Rosicky milli formayla oynadığı 67 maçta 18'de gol atmıştır.

Cristian Ledesma(Orta saha merkez)

İtalya Serie A'da Lazio forması giyen Ledesma, 1982 doğumlu. Orta sahada kuvveti ve mesafe tanımaksızın çektiği şutlarla tanınan oyuncu Lecce'de oynadığı 99 maçta 7 gol attı.

2006-2007 sezonunda Lazio'ya transfer olan Ledesma, mavi-beyazlı takımda ise 126 maçta 4 gol kaydetti.

Analiz

Rosicky ve Ledesma, Galatasaray'ın hocası Rijkaard'ın düşündüğü 4-2-3-1 kırması 4-3-3 taktiği için ideal isimler diyebiliriz. Eğer sakatlık geçilmezse Rosicky bu taktiğin değişilmezi olabilir ve böylece Arda Turan asıl mevkii olan sol kanada yerleşebilir. Arda yeteneklerini merkezde çok gösteremiyordu. Rosicky'nin gelişiyle kanat oynamaya başlayacak gibi gözükyor.
Ledesma ise oyunun her iki yönünü de oynayan hem teknik hem ısıran, agresif bir oyuncu. Disiplin problemleri dışında saha içinde iyi bir lider olan Ledesma, takıma çok şey katabilir. Yeri geldiğinde Ledesma'nın tercihine göre taktik 4-2-3-1'den 4-3-3'e ve hatta 4-2-4'e bile dönebilir. Cana ile iyi bir top kapma ikilisi olacaklarına şüphe yok. Orta saha geçen seneki kadar boş kalmayacak işin özü.

İşte Galatasaray'ın 2010/11 muhtemel dizilişi

Bu taktiğin açıklaması ve detaylandırması daha sonra "Galatasaray 2010/11" başlığı altında yapılacaktır


SOCCERTACTIC BLOG

Catenaccio | Tarihçesi

Mourinho, Catenaccio'nun modern örneği ile Barça'yı devirdikten sonra dalgasını geçerken

Italyanlar, 1958 Dünya Kupası sırasında "zincirleme" anlamına gelen savunma ağırlıklı Catenaccio sistemini uyguluyorlardı. Bunun son ama daha modern örneğini Jose Mourinho'nun Barcelona karşısında Inter takımına oynattığı şekil olarak gösterebiliz.

Gol bölgesinin tamamının koruma altına alınması öngörülür bu taktikte. Hücumda etkili olmayan bir taktik olduğu için özellikle futbolu seven insanlar tarafından nefretle bakılan ve benimsenmeyen bir taktikti. Ancak Catenaccio'nun serbest vuruşlardaki dizilimi hala birsürü takım tarafından kullanılıyor. Bu taktik vakti zamanında futbolun hedefi ile ilgili tartışmalara neden oldu. Seyir zevkini azaltması bu taktiğin sevilmemesinin nedeniydi. Ancak sanıldığı gibi her takımın uygulayabileceği bir taktik değildir.


Bireysel hataları fazla yapan takımlar bu taktikte ummadıkları sonuçlar alabilirler. Konsantrasyon, fizik güç ve takım içi anlaşma üst düzey olmalıdır. Yıllarca küme düşen Anadolu takımları büyük takımlar karşısında bu sistemi denemiş, ileri hızlı bir adam dikip geri kalan oyuncuları defansa monte etmişti.

İşte Inter'in 10 kişi kaldıktan sonra Barcelona karşısında mücadele ettiği diziliş. Bu diziliş ile Barca'nın oyunun bozmaya çalıştılar. Nitekim istediklerini aldılar..

3 Ağustos 2010 Salı

Fatih Terim Kanunları 1997/98


Fatih Terim... Şüphesiz Türk futboluna damga vuran bir teknik direktör. Türkiye'nin en iyi taktiksiyeni değil belki ama motivasyon ve radikal kararları ile başarıyı her gittiği yerde kovalayan sıradışı bir teknik adam.

Ahmet Çakır imzalı "O Bir Imparator" kitabında Fatih Terim'in kendi ağzından yazdığı kuralları yayınlanmış. Fatih Terim 1996/97 sezonunda gelen üstüste 4 şampiyonluğun ilkinin ardından "Türk Ekolü" fikrini oluşturmuş ve "neden olmasın?" demiş kendi kendine. Amacı Türk futbolunda köklü bir düşünsel reform yapmaktı.

Sion maçı sonrası uçakta mesaiye devam etmiş ve gelecek planlarını detaylı olarak anlatmış Terim.

"Yakın zaman kadar oynadığımız her uluslararası maça düşünce olarak yenik çıkıyorduk" demiş. Öncelikle bunun aşılmasının gerektiğini savunmuş ve ardından başlamış bizi ilgilendiren kısımlara. Yani taktik analiz kısmına. İşte Fatih Terim'in sahadaki 5 temel ilkesi

1- Top bizde kalmalı
2- Pas hataları en aza indirilmeli
3- Savunma ile hücum arasındaki mesafe az olmalı
4- Tempoyu biz ayarlamalıyız
5- Çok koşmalı ve mücadeleyi hiçbir durumda bırakmamalıyız. (Ahmet Çakır, O Bir Imparator, 132.sayfa)

Fatih Terim aslında 1999/00 senesinde bu koyduğu hedefleri yerine getirdiği için Avrupa'da kupaya ulaşabildik. 4 yıllık gayret, sabır ve planlı çalışma sonucunda, koyulan taktiksel hedeflerin doğru uygulanması sayesinde UEFA Kupası ve Süper Kupa zaferleri geldi belkide.

Arsenal 2010/11


Arsenal, Emirates Cup'ta geçen sezon olduğu gibi 4-3-3 sistemini kullandı. Geride 4 savunma, önlerinde çakılı bir ön libero, onun önünde çift yönlü bir orta saha onun yanında defansif işi daha az bir orta saha, önlerinde geniş alana yayılmış bir 3'lü..

Arsene Wenger her taktirde pozitif futbol oynamak isteyen bir hoca. Bunun sıkıntılarını öne geçip, kaybettiği maçlarda gördü. Hem tecrübesiz bir takımı var hemde maçın başından sonuna kadar pas yapmak isteyen bir takım var. Chelsea gibi veya Manchester gibi defansı sağlam tutup öyle kazanmak istemiyor Wenger.

4-3-3 formasyonunda Arsenal'in ideal kadrosu fotoğraftaki gibi diye tahmin ediyorum. Her mevkinin çok kaliteli yedekleri mevcut, bu kadro çokca değişkenlik gösterecektir. Arsene Wenger zaten rotasyonu seven bir hoca. Takımın yaş ortalaması 25.81. Genç sayılabilecek bir kadro.

DETAYLAR..

Kadro her ne kadar 4-3-3 gibi olsa bazen Song'un geriye gelmesi ve Sagna-Clichy ikilisinin hücuma katılması ile 3-4-3 gibi bir hal alabiliyor. Diaby daha geriye düşüyor böylece orta sahanın kanatları maçın başında bek oynayan oyuncular oluyor.
Arshavin'i şablonda, Nasri'ye göre daha içe yerleştirdim. Bunun nedeni Arshavin'in forvete daha yakın oynaması ve daha çok içeri katetmesi. Arshavin bazen forvet arkasına gelip derin paslar atarak etkili oluyor. Sağ açıkta oynayan isimler daha çok çizgiyi kullanıyorlar, Wallcott ve Nasri gibi.
Wenger, Wilshare'yi kullancağı zaman Arshavin gibi daha çok içeri kateden şekilde kullanacaktır diye düşünüyorum. Clichy zaten çizgiden topları getirebilen bir oyuncu. Sol bekte Gibbs, Traore ve Clichy, hücumu seven adamlar. Zaten Arsenal mantığında bek oyuncuları herzaman atağı düşünen oyuncular. Baines veya Maicon tarzı güçlü adamlar değiller. Daha kırılgan ve daha hızlı isimler.

Schuster Yanlışları, Plezen Maçı ve 2010/11


Beşiktaş, Plezen'i oldukça hafife almış. Sivok ve Zapo, Çek rakip karşısında takım arkadaşlarını uyarmalarına rağmen söz dinletememişler. Beşiktaş'ın çiçeğiburnunda hocası Schuster'de bu yanılgıya fazlasıyla düşmüş ve deyim yerindeyse intihar etmiş kadro seçimiyle.

4-2-3-1 gibi bir kadro düşünmüş Schuster. Ancak ve ancak, Delgado'nun miskinliği ve defans futboluna uzaklığını hesap edememiş. Ernst'in yanında Delgado'yu düşünen Alman hoca, böylece orta sahanın bütün yükünü Ersnst'in üzerine atmış oldu. İleride Quaresma, Nihat, Delgado, Nobre gibi savunma sevmeyen bu kadar oyuncuyu kullanmak bir intihardır. Hilbert'te oyun tarzından uzaklaşıp ileride kalınca taktik oldu mu size 4-1-5. Ernst ortadaki 1, geri kalan kimse yarı sahanın gerisine gelip top kapmaya çalışmıyor.
Hal böyle olunca Plezen gibi düşük profilli bir takım orta sahayı 5 saniyede geçer duruma geldi. Herkes izledi Plezen geldi. Eğer Plezen'in yıldız ismi Galatasaray'da beğenilmeyen Horvath olmasa belkide bu maç ilk yarıdan 4-0 veya 3-0 gibi bir sonuçla bitecekti.

BÖYLE DEVAM EDERSE..

Eğer ligde Ersnt'in yanında Guti, Tabata veya başka bir yaratıcı oyuncu ile çıkarsa, Beşiktaş hayal kırıklığı yaratır. Eğer ilerideki kaliteli oyuncuları kullanmak istiyorsa, birinden feragat edip Ernst'in yanında defansif bir oyuncu koyması gerekiyor. Çünkü ligimizde böyle kırılgan takımların başarılı olma ihtimali yok. Bunun en açık örneği 2009/10 sezonu Galatasaray'ıdır.
Bakalım 2. Plezen maçında hatalarından ders almış, rakibini daha çok umursayan ve daha emniyetli Beşiktaş görebilecekmiyiz ? Aksi takdirde 2. bir Metalist Kharkiv faciası bizleri bekliyor.

İki Yönlü Orta Saha Tanımı | Box to Box


Steven Gerrard,Frank Lampard,Xavi Hernandez,Andres Iniesta,Paul Scholes,Michael Ballack ve niceleri... Sokaktan geçen herhangi bir adamı tutup bu isimleri sorsanız vereceği yanıt 'iyi bir orta saha oyuncusu' olucaktır.Hiç kafayı yormadan cevabını verebilir.Bu tip adamlar için 'dinamo', 'maestro' gibi terimler kullanılır.Ama arada bir fark vardır.Bu 'maestro' lar bizim bildiklerimize benzemez.Defansa da yardıma gelir.Savunmasından top çıkartır,takımını süratli şekilde atağa kaldırır.Bu dinamoların genel bir adı vardır.Adı da box to box'tır.Peki nedir bu box to box?Ne işe yarar?Gelin,aşağıda ki sorulara kısa kısa yanıtlar bulalım ve box to box kavramını anlamaya çalışalım.

1-Box to box nedir?

2-İsmi nerden geliyor?

3-Box to box tipi oyuncular kimlerdir?

4-Box to box oyuncunun ne gibi özelliklere sahip olması gerekir?

5-Turkcell Süper Lig'de box to box var mıdır?


1-Box to box'ı tanımlayacak olursak,oyunun iki yönünde de varlık gösterebilen,yani hem savunmada,hem hücumda takımına katkı sağlayan tipte oyunculara box to box denir.Box to box tipi oyuncular bir 10 numara değildir.Aynı zamanda kült birer ön liberoda değildir.Takımlarına her alanda katkı yapmaya çalışırlar.

2-Box to box terimi,İngilizlerin sahayı ikiye ayırırak,her ikisinin de kutuyla eş değer olduğunu anlamasıyla türemiş bir cümledir :) Yani malum orta saha oyuncularının yukarı da da belirttiğimiz gibi her iki kutuda da aynı performansı göstermesi beklenir.

3-Yazının başında belirttiklerimizin dışında,Stephen Ireland (Man City),Gareth Barry (Man City),Jermaine Jenas (Tottenham),Bastian Schwensteiger (Bayern Münih) ve daha bir sürü oyuncu box to box tipine örnek olarak gösterilebilir.

4-Bu tip oyuncularda olması gereken baş özellikler: Yüksek teknik,mükemmel kondisyon,mücadele ruhu,kararlılık,bitmek tükenmeyek bilmeyen enerji ve zeka yani mentalite.

5-Transfer sezonu henüz bitmedi bilindiği gibi.Ama şu an Turkcell Süper Lig'de bulunan box to box'lar:Elano Blumer,Emre Belözoğlu,Guti Hernandez,Selçuk İnan,Labinot Harbuzi (Gençlerbirliği),Ivan Ergiç (Bursaspor),Sezer Öztürk (Eskişehirspor),Murat Ceylan (Gaziantepspor),Pele (Gaziantepspor'un yeni transferi),Micheal Stewart (Gençlerbirliği'nin yeni transferi) .Ne kadar az değil mi?Belki bu listeye Fabian Ernst ve İbrahim Dağaşan eklenilebilir.

Geleceğin Türk box to box'ları olarak Musa Çağıran,Cumhur Yılmaztürk,Emre Çolak (Galatasaray) Necip Uysal (Beşiktaş),Abdülkadir Kayalı (Fenerbahçe) Soner Aydoğdu (Gençlerbirliği),Furkan Özçal (Kayserispor) olarak gösterilebilir.

Turkcell Super Lig'de şu an oynayan box to boxlara baktığımız zaman Türk Futbolu'nun bu kavramdan ne kadar uzak durduğu hemen anlaşılıyor.Bizler hala Hagi'nin varisini,Alex'in gittikten sonra yeni 10 numara kim olacağını tartışırken,Avrupa futbolu bu tip oyuncuların performansıyla zirveye oynadı.Bugün Dünya Futboluna yön veren takımların,başarılarının altında bu oyuncuların imzası var.Paul Scholes,Carrick,Anderson olmadan Rooney'nin başarılı olması güç.Xavi,Iniesta olmadan Messi'den mükemmel bir performans görmek ve beklemek zor.Lampard veya Gerard olmadan Chelsea ve Liverpool'un oyun ritmi kaybolur.Bugün Barcelona Cesc Fabregas'ı alamıyor,çünkü Wenger bırakmıyor.Nedeni,Fabregas'ın takıma yaptığı katkılar.Bunun gibi bir sürü hikaye daha duyabilirsiniz.Galatasaray'ın geçen sezon ki başarısızlığında -sakatlıklarla birlikte- box to box tipi bir oyuncunun kadrosunda olmaması çok büyük bir etmendi.Çünkü pasa dayalı sistemlerin vazgeçilmezleridir aynı zamanda bu oyuncular.

Kısacası,box to box oyuncuları,takımları için birer altın madeni niteliğinde.Unutmadan şunu söylemek istiyorum,adı geçen futbolcular gözle görülür şekilde maçı kazandıran adam olmaz.Ama gollerin,galibiyetlerin ve başarıların perde arkasında hep bu oyuncular yatar.O yüzden her eve bir box to box lazım.

Alıntı

Jan Polak ve Katacakları..


Belçika'da teknik direktörlük yapan Fuat Çapa, BestFM için Jan Polak'ı analiz etmiş. Ben biraz abartı buldum açıkçası. Belçika'da malum futbol çok ilerlememiş olduğundan Jan Polak gibi çok üstün olmasa da yetenekleri olan oyunculara orada yıldız gözüyle bakılıyor. Tıpkı bizim Tuncay'ı Ingiltere'nin kalburüstü takımlarında oynayabileceğine inandırdığımız gibi.

"Belçika basınında iki gündür Jan Polak'ın Galatasaray ile anlaştığı ve küçük detayların kaldığı, bunun da pazartesi günü sonuçlandırılacağına dair haberler yapılıyor. Anderlecht'in de oynayacağı şampiyonlar ligi ön eleme maçı kadrosunda Jan Ploak'a yer vermemesi bunu kanıtlar nitelikte bir olaydır.

Polak'ın kariyerine baktığımızda Galatasaray için doğru isim diyebiliriz. Ancak şunu unutmamak lazım ki Polak, geçtiğimiz sezon çok büyük bir sakatlık geçirmiştir. Sakatlıktan sonra da oynamadı. Ben geçtiğimiz hafta Anderlecht'in Genk ile oynadığı Süper Kupa maçını izledim. Polak, bu maçta 15 dakika oyuna girdi. Bu maçta gördüğümüz Polak deneyimli bir futbolcu. Oyuna dahil olduğu zaman kendisini kabullendiriyor diğer oyunculara. Ama biraz önce söylediğim gibi Polak'ın kariyeri tabi ki tartışılmaz. Ama Polak'ın geçirdiği sakatlık çok önemli bir sakatlıktır. Sonucu ne olur bekleyip görmek lazım.

Polak'ın oyuncu olarak bir çok özelliği var. Her şeyden önce lider vasıflı bir oyuncu. Orta sahada dikine çok iyi koşabilen, sürpriz ataklar yapan, ceza sahası dışından etkili şutlar çekebilen ve oyunu iyi yönlendirebilen bir oyuncu. Zaten Polak’ın milli takım maçlarını izlediğinizde bu saymış olduğum özelliklerini görebiliyorsunuz.

Rijkaard’ın oynatmak istediği oyun sistemini ele alırsak; Rijkaard, Barcelona'dan gelmiş bir hoca. Baktığımız zaman, geçen sene Galatasaray'da Barcelona’daki aynı oyun sistemini oturtmaya çalıştığını gördük. Ancak bu bir iki sezonda olacak bir şey değil. Bunun için alt yapı şart. Bu oyunu oynayabilecek özellikte eğitilmiş futbolcular lazım. Ben tahmin ediyorum ki Rijkaard bu sezon kendi oynatmak istediği sisteme uygun olan futbolcuları seçiyor. Özellikle orta sahada lider vasıflı ve sorumluluk alabilecek futbolcuları tercih edeceğini düşünüyorum"

  ©Soccer Tactic | Futbolun Mutfak'ini Sergiliyoruz - Her hakkı saklıdır.

Template by Soccer Tactic | -